Deniz, akademik başarısı çok da iyi olmayan ama çok potansiyelli bir çocuktu. En çok sevdiği şey ise kedisiyle zaman geçirmekti. Yüksek okulu eczacılık alanında bitirip kendi eczanesini açtı. Kazandığı parayla da bir ev kiraladı. İlk başlarda işler çok iyi gidiyordu. Yanında üniversiteden arkadaşı Enes de çalışıyor, kazandıkları parayı bir oranla paylaşıyorlardı. Kasım ayının başlamasıyla ilaç satımı arttı. Bütün gün eczane tıklım tıklımdı. Deniz kazandığı paraları gördükçe adeta gözünün içi parlıyordu. Bu ayın onuna kadar devam etti. Ayın onbirinde eczaneyi açarken her şey tıkırındaydı. Saat 10 olduğu an müşteriler gelmeye başlardı. Saat 10 oldu, kimse gelmedi. Deniz biraz daha bekleyelim, illa ki gelirler diye düşündü. Saat 11 oldu, yine kimse yoktu ortalıkta. Saatler birbirini kovalarken içeri 1 tane bile müşteri gelmemişti. Deniz’in morali bozulmuştu. Sonra Enes’in de bugün gelmediğini farketti. Hemen Enes’e telefon açtı. “Alo? Enes niye gelmedin bugün?” Enes bir süre sessiz kalıp bir yalan uydurmaya karar verdi. Yandaki eczanede işe başladığını söyleyemezdi. “Abi hastalandım biraz. Kusura bakma.” Deniz anlayışla karşılayıp telefonu kapattı. Hasta olması Enes’in suçu değildi fakat Deniz sesinde sanki bir suçluluk hissetmişti. Sonradan canı sıkkın olduğu için kafasında kurduğunu düşünüp eczanenin kapısını kilitleyip eve gitti. Ertesi sabah yeniden eczaneyi açmadan önce yan eczaneye uğrayıp onlarda da durumun aynı olup olmadığını sormak aklına geldi. Yan eczanenin kapısından girerken arkası dönük birini gördü. Enes’e benzetti. İçeri girdi ve “Pardon bakar mısınız?” dedi. Adam arkasını döndü ve o kişinin gerçekten de Enes olduğunu gördü. Deniz’in içinde sanki bir şey kırıldı. “Senin ne işin var burada?” Enes ona suçlu gözlerle bakarak: “Abi ben artık burada çalışıyorum.” Denizin ağzı açık kaldı. Nasıl arkasından böyle bir iş çevirebilirdi? Üstelik hala maaş da alıyordu Deniz’den. “Neden istifanı vermedin öyleyse? Ben de hala sana maaş veriyorum…” Enes bu sefer sinirli bir hale büründü. Sanki suçlu olmadığını göstermeye çalışan bir hali vardı fakat eğer suçlu o değilse kim? Deniz tekrar konuştu: “Sen istifanı madem vermedin, ben seni kovuyorum! Bir daha eczaneme yaklaşayım bile deme. Görmek istemiyorum seni.” Enes kafasını sallamakla yetindi. Deniz hemen eczaneden çıkıp kendi eczanesini kilitleyip eve gitti. Evde kendini yatağına atıp ağlamaya başladı. Her şey üst üste geliyordu. Hem eczanesi batıyor hem de en sevdiği dostunu kaybetmişti. Kendi kendine dedi ki : “ Her zorluk beni daha güçlü kılıyor; düşsem de kalkmayı ve devam etmeyi asla unutmayacağım. Hayatta zorluklar var ve onlarsız mutluluğa ulaşamayız.” Bu ona tekrar başlamak için yeterli morali verdi. Birkaç arkadaşına telefon etti. Aradıklarının 2 tanesi onun eczanesinde çalışmayı kabul etti ve kışa yaklaştıkça müşterileri arttı. Eczanesinin başarısı Denizi ve yeni çalışanlarını çok mutlu etti.
Zorluklarla Güçlenmek
(Visited 2 times, 1 visits today)