“Bir masal ülkesiydi burası, her şeyin mümkün olduğu bir masal ülkesi. Ülkenin her yerinde eşitlik olan, ülkede güçlünün güçsüzü ezmediği ve herkesin barış içinde yaşadığı bir yerdi. Burada mutsuz olmak imkansızdı. Herkes hayal ettiği şeye sahip olabiliyor, kimse yalnız olmuyordu. İnsanlar ve hayvanlar uyum içinde yaşamlarını sürdürüyorlardı. İnsanlar birbirine saygılılardı. Bu ülkede doğmak adeta hayatın sana armağan ettiği bir lütuftu. Ülkede hiçbir problem, endişe veya kaygı bulunmuyordu. Bu ülkede olduğunuz zaman kötü duygulardan arınmış oluyordunuz. Günahlarınızdan arınmış oluyordunuz. Ruh hâliniz aynı bir bebeğinki gibi temiz ve saf bir hal alıyordu. Bu ülkenin ne başı vardı ne de sonu ancak insanlar hayatlarının en iyi zamanını burada geçiriyordu.” ,dedi ve kitabı kapatıp bana doğru baktı ve “Anlattıklarımı beğendin mi?”, dedi ve bana doğru gülümsedi.
Ben de ona doğru dönüp beğendiğimi anlatan bir işaret yaptım. Annemin anlattıkları beni çok etkilemişti. “Her şeyin mümkün ve herkesin mutlu olduğu bir ülke mi?”, diye kendi kendime düşündüm. Annemin anlattıkları bana çok yapmacık geliyordu. Her şeyin yolunda olduğu ve hiçbir problemin olmadığı bir yer. Bana sadece safiyane duygularla oluşturulmuş bir yer gibi gelmişti. Annem sabah çok çalıştığı için yorulmuştu ve istirahat etmek için odasına doğru yöneldi. Annem beni tek büyütüyordu o yüzden tüm yük onun üzerindeydi. Bundan ötürü de genellikle mutsuzdu ama bana bu mutsuzluğunu olabildiğince az yansıtıyordu. Ben de annemin çok yorulduğunu ve genellikle mutsuz olduğunu bildiğim için kendi kendime ” Annemin anlattığı masal ülkesi, acaba kendisi için miydi?”, diye düşüncelere daldım.
Sabah olduğunda normalde kalktığım saatten biraz önce kalkmıştım. Dün akşamki annemin anlattığı masal hâlâ aklımdaydı ve annemin bana niye bunu anlattığını anlamıyordum. Bunları düşünürken annemin uyandığını gördüm ve ona sormaya karar verdim. Annem bana doğru baktı ve gülümseyerek zamanı gelince anlayacağımı söyledi. Annem her şeyi açık açık söylemeyen benim düşünerek veya yaşayarak bulmamı isteyen birisiydi. O yüzden böyle bir şey diyeceğini zaten tahmin etmiştim. Aradan 20 yıl geçmişti artık bir yetişkin olmuştum. Annemin dedikleri hâlâ dün gibi aklımdaydı. Annem yanımda değildi ama annemin sözleri ve anlattığı masal yanımdaydı. Annemin ne demeye çalıştığını sonunda anlamıştım. Annemin bahsettiği masaldaki yer aslında herkesin gündelik hayatta rahatça gidebileceği bir yermiş. Bu muhteşem yer neresi miydi? Bu muhteşem yer zihnimizdi. Her hayalin gerçekleştiği ve sonsuza dek mutlu olduğumuz tek yer zihnimizdi.