Aziz Sancar “Çoğu insan zekaya inanır ama ben inanmıyorum, bizi birbirimizden ayıran emektir, ben çalışmaya inanıyorum demiştir. Siz Aziz Sancar’ın bu sözüne katılıyor musunuz? Ben katılıyorum.
Öncelikle zekanın tanımından başlayalım.
Günümüzde zeka, zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır.
Başarıda çaba gösterme zekadan daha önemlidir. Başarı, kişisel hedeflere ulaşma yeteneğidir. Çok çalışan insanlar, IQ’ları ne olursa olsun başarıya ulaşma yeteneğine sahiptir.
Öğrenme, kişinin göstereceği çabaya dayanır. Hedefler belirleyerek, sıkı çalışma ve çaba gösterme durumu yaratır. Hata yapmak, öğrenmemizi ve tecrübe kazanmamızı sağlar. Çaba sarf etmek ve denemek, başarısız olsak bile bir öğrenme yoludur. Çünkü yeni fikirler denememizi sağlar. Düşük IQ’ya sahip biri, gösterdiği çaba nedeniyle yüksek IQ’ya sahip biriyle aynı başarı olasılıklarına sahiptir. Edison’un dediği gibi: Başarının yüzde 5’i zekâya, yüzde 95’i çalışmaya bağlı.
Başarı ile zeka doğru orantılıdır. Çünkü zeka öğrenmeyi kolaylaştırır. Ancak başarıda sadece zeka önemli değildir. Başarıda verilen emek daha önemlidir.
Bilim insanlarına göre çocuğun hayattaki başarısını belirleyen zeka türüdür. IQ seviyesi değil.
Prof.CARDNER’ın tanımladığı zeka türleri:
1. Sözel-Dilsel zeka
2. Mantıksal-Matematiksel zeka
3. Görsel-Mekansal zeka
4. Bedensel-Kinestetik zeka
5. Müziksel-Ritmik zeka6. Kişisel-İçsel zeka
7. Kişilerarası-Sosyal zeka
8. Doğa-Varoluşçu zeka
Sonuç olarak zeka doğuştan gelen ve öğrenmeyi kolaylaştıran bir özellik olup, çalışmayla desteklendiğinde değerli olacaktır. Çalışmak ve deneyimlemek zekadan daha önemlidir.