Başarıya sebep olan nedir? Emek olmadan yemek olmayacağı gibi bu yemek için gerekli olan malzemeler de vardır, süt olmadan pasta yapamazsınız, zeka olmadan da başarıya ulaşmayı beklemeyin. Aziz Sancar’ın “Çoğu insan zekaya inanır. Ben inanmıyorum. Bizi birbirimizden ayıran emektir. Ben çalışmaya inanıyorum” cümleleriyle aktarmak istediği mesaja kısmen katılıyorum. Fakat zeka olmadan ne kadar çalışılırsa çalışılsın bir süreden sonra tıkanılacağını düşünüyorum. Bir araba motorsuz çalışamaz, bir bilgisayar anakartı olmadan işlem yapamaz ve bu sınır sadece teknolojik araçlar için de geçerli değil, çarkı olmayan bir bisikletin yol alamayacağı gibi. Zeka olmadan başarıya ulaşmak imkansız değildir elbette fakat bu başarı yolu kişi için oldukça zahmetli olacaktır, zeka size pratiklik sağlarken, zekanın eksikliği yerine harcanan emek sizi daha fazla yoracaktır. Zekasını kullanan birey tabii ki de oturduğu noktadan başarıya ulaşmaz, zeka size farklı düşünce perspektifleri sunar. Bu, çok değil akıllıca çalışın nasihatına benzer, çok çalışmak da bizi başarıya ulaştırır fakat çok çalışarak akıllıca çalışan kişiye kıyasla daha fazla efor harcamış oluruz sadece.
Bu durum farklı örnekler ile de açıklanabilir, örnek olarak, genetik özellikleri sayesinde spora daha yatkın yapısı olan bir sporcu, genetik yatkınlığı olmayan fakat amacına ulaşmak için her gününü spor salonlarında geçiren bir sporcu ile karşılaştırıldığında bir adım daha öndedir. Yine genetik yönden avantajı olan bu sporcu da emek vermelidir, sadece bu iş onun için daha kolay olacaktır. Bu durumda siz hangi sporcunun yerinde olmak isterdiniz? Çoğu kişinin bir avantajdan vaz geçip daha uzun yolda yol almak isteyeceğini düşünmüyorum.
Bana soracak olursanız zeka büyük bir ziyafet masasında eksik olmayacak meze gibidir, eksikliği kapatılabilir olsa da eksik olması istenmez. Ama bu kesinlikle zekaya hiç gerek yok demek değildir ki kesinlikle gerek olduğunu kanısındayım. Zeka kelimesinin sözlük anlamına bakacak olursak,insanın düşünme, akıl yürütme, nesnel gerçekleri algılama, kavrama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tümü olduğu sonucuna ulaşırız. İnsan akıl yürütemeyip, sonuç çıkaramadığı sürece verdiği emek ne kadar fazla olursa olsun amacına ulaştıktan sonra bir işe yarayacağını düşünmüyorum. Herkes bir amaç uğruna emek verebilir, hayatının ne yöne gideceği hakkında en ufak fikri olmayan insanlar dışında, bu insanlar içinde muazzam bir zekaya sahip olanlar da vardır tabii ki de, fakat işte bu noktada emek ayırır insanları. Emek zeka olmadan, zeka da emek olmadan işe yaramaz bana sorulursa.