Bu soruyu cevaplamadan önce başarıdan ne anladığımızı açıklamamız gerekiyor. En genel şekliyle başarıyı, istenilen amaca yönelik atılan adımların olumlu sonucu olarak tanımlayabiliriz. Ancak burada bahsettiğimiz başarı, öğretmenlerin notlarıyla ölçülen akademik başarıdır. Öğretmenler öğrencileri ödev, sözlü ve sınavlarla değerlendirir ve istenilen bilgi ve becerileri kazanıp kazanmadıklarını belirler. Bu değerlendirme sonucunda öğrenci başarılı veya başarısız olarak nitelendirilir. Başarılı bir öğrenci kişisel doyumunu, özgüvenini ve mutluluğunu artırırken, başarısız olan öğrenci hayal kırıklığına uğrayabilir, üzülebilir ve hatta bazı durumlarda depresif belirtiler gösterebilir. Peki, iyi notlar alan başarılı bir öğrenci olmak için hangi niteliklere sahip olmak gerekiyor? Bazı araştırmalara göre akademik başarı ile zeka arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Bir öğrencinin öğretilen bilgiyi kolayca alabilmesi, işleyebilmesi ve hedeflenen becerileri kolayca kazanabilmesi için normal bir zeka seviyesine sahip olması gerekir. Ancak olağanüstü zekaya sahip öğrencilerin başarıya ulaşmada çok daha avantajlı bir noktada olduğunu söyleyemeyiz. Normal zekaya sahip bir öğrenci, başarıya ulaşmak için normal zekaya sahip arkadaşlarından daha az çalışması gerektiğini anladığında, bunu kendi lehine kullanmaya başlayacaktır. Bu noktada özellikle dikkatli olmak gerekir. Böyle bir rahatlığa alışan öğrenci tembelleşmeye başlar ve bu notlarına olumsuz yansır. Bu veriler ışığında şunu söyleyebiliriz; Başarının tek ölçüsü zeka değildir. Başarının anahtarı kendini bilmektir. Çünkü başarıya giden yol çok çalışmaktan değil, sistemli çalışmaktan geçer.
Öncelikle öğrenciler hangi ortamda rahat çalışabileceklerini belirlemelidir. Çalışmalarına engel olan ve dikkatlerini dağıtan faktörleri ortadan kaldırarak kendilerine sakin bir çalışma ortamı hazırlamalıdırlar. Uygun ortam sağlandıktan sonra dikkat edilmesi gereken en önemli unsur zamanın etkin yönetimidir. Öğrenciler gün içinde yapmaları gereken ödevleri ve tekrar etmeleri gereken dersleri düzene koymalı ve dikkatlerini yeniden odaklayabilmeleri için belirli aralıklarla ara vermelidirler. Çalışırken mola vermek, başarılı olmak için dikkat edilmesi gereken unsurlardan biridir; Çünkü sürekli çalışmak iyi öğrenmek demek değildir. Burada bahsettiğim molalar sadece dersler arası 5-10 dakikalık aralar değil; Ayrıca okuldan sonra veya hafta sonu yapılabilecek aktiviteleri de içerir. Yapılandırılmış (spor, müzik, resim gibi dersler) ve yapılandırılmamış (arkadaşlarla buluşma, televizyon izleme, bilgisayar oynama vb.) olmak üzere iki ana başlık altında toplanabilen bu boş zaman etkinlikleri çocuklar için gerekli ve onlara yardımcı olan etkinliklerdir. zinde ve pozitif motive hissediyorum. ve sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olun. Özellikle yapılandırılmış etkinliklerin öğrencilerin akademik başarılarını artırdığını gösteren birçok çalışma öne çıkmakta ve bu tür etkinliklerin öneminin altını çizmektedir.
Sonuç olarak akademik başarı açısından dikkate alınması gereken bir diğer faktör de çocuğun yaşıdır. Bilindiği üzere ergenlik öncesi dönem, çocukların özgürlüklerine daha çok düşkün olduğu, fiziksel, duygusal ve psikolojik değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Bu süreçte ergenlerin dikkati derslerinden çok yaşadıkları gelişimsel sorunların çözümüne yöneliktir. Ergenlerin bu durumu dikkate alınmalı ve ihtiyaçları doğrultusunda tedavi edilmelidir. Aksi takdirde aile ile ergen arasında çatışmalar yaşanacak ve ergenin akademik başarısı bu durumdan olumsuz etkilenecektir.