İnsanlar çok zeki canlılardır.Hayvanlar topluluğunun en zekisidir.Zekaları sayesinde kendilerine yaşamları boyunca kolaylıklar yaratmışlardır.Ama insanları her ne kadar hayvanlardan ayıran zeka olsa da insanları,insanlarda ayıran zeka değildir.
Hayatta başarılı olmuş,dünyaya iz bırakmış insanların yaşamını veya rutini incelediğimizde hep çok çalışmışlık görürüz.Hiçbir insan yoktur ki yalnızca zekasıyla çok başarılı olmuş,mutlaka çalışıp daha iyisini yapan vardır.Eksta bir durum göz önünde bulundurulmadığında anlaşılır ki insanların zekası birbirine eşit.Örneğin kişinin herhangi bir hastalığı yoksa ve sağlıklıysa zekası normal bir insan zekasıdır.Fakat bunu yanına bir de sıkı çalışma eklenince hiç bulunmayan gerçeklikler,devrimler ortaya çıkar.Bu üretici,yenilikçi,bir şeyler hakkında düşüncesi olan insanlara dahi denir.
Günümüzde dahilik yanlış biliniyor.İnsanlar doğuştan aşırı zeka ile dünyaya gelip bedavaya yaşadıkları düşünülüyor.Dahilik bir şans değil,bir istikrardır.Ve şu dünyadaki insanları birbirinden ayırabilecek tek şey sıkı çalışmadır.Gelin beraber tarihe damgasını vurmuş insanların kaç saat uyuduklarına ne kadar çalıştıklarına bakalım.
Mesela Nikola Tesla’nın günde 2 saat uyuduğunu biliyor muydunuz,ya da hiç sevgilisi olmadığını?Günümüzün vazgeçilmezi,saatlerimizi kaybettiğimiz telefonun mucidi Alexander Graham Bell’in günde 5 saat uyuduğunu biliyor muydunuz?Bu insanlar gibi niceleri var hayallerinin peşinden gitmek adına hayatlarında belirli şeylerde fedakarlıkta bulunmuş.Sizce yalnızbaşına zeka,başarı için yeterli olsaydı bu insanlar günlük ortalama 4 saat uykuyla kalır mıydı?
Şu dünyada nasıl Almanya’nın Avrupa’da olduğu biliniyorsa yalnızca zekayla başarının olmayacağı da bilinmelidir.Bu bilgi en az Avrupa örneği kadar gerçek,net ve doğrudur.Her kimse kendi gününü planlamıyorsa,hedefi için hiçbir adım atmıyosa,hayallerinin peşinden koşmuyorsa,istediğini elde etmek adına uğraşıp acı çekmiyorsa o hedef onun için uygun değildir.Kişi ya hayalini ya da kendini değiştirmelidir.Ayrıca şundan da eminim ki insanın hayalini değiştirmesi sonucu onu gerçek başaıya ulaştıramaz.Çünkü bir kere başaramayınca yolunu değiştirmeyi göze almıştır,ikincisi çok daha kolay olacaktır.
Eğer gerçekten o hayalini kurduğunuz şeye ulaşmak istiyorsanız yapmanız gereken şey yere düşen ter damlalarınızla motive olmak,kendinizi durmadan geliştirmek,kendinize iltifat etmek ve en önemlisi başaracağınıza inanmak.Hani derler ya “İnanmak başarmanın yarısıdır.”diye kesinlikle katılıyorum.İnanan insan öyle bir şeydir ki susuzken çölde eğlenerek koşmak gibi,sonunu bile bile aynı kitabı defalarca okumak gibi,bir şeyin sonucunun değişmeyeceğini bilse bile onu yapmayı denerkenki aldığı aldığı mutlulukla,neşeyle keyif almak gibi…