Bu hayatı zehir eden birçok şey vardır. Onlardan biri de alışkanlıklar. Hepsi farklı bir bahaneyle başlar. Mesela; benim bünyem güçlüdür, istediğim zaman bırakırım, onun neyini seveceğim. Bir defadan bir şey olmazdır sanırım en çok duyduğumuz. İşin zor kısmı bu bahaneleri gerçeğe çevirmekte. Çünkü gerçek olmuyorlar. Birer yalan olarak bu dünyada asılı kalıyorlar.
Eğitmen Horace Mann alışkanlığı, her gün ince iplerden birini dokuyarak koparamayacağımız halata benzetmiştir. Aslına bakılırsa bilim insanları ve filozoflar ne çok düşünmüş bu konu hakkında.
Mesela Konfüçyüs çok farklı bir düşünce ortaya atarak “Doğası gereği insanların neredeyse tamamı aynıdır; ancak alışkanlıkları onları birbirinden ayırmaktadır.” demiş, çok farklı bir bakış açısı.
Düşüncelerden evrimleşerek bu konu hakkında birçok alt başlık ortaya çıkmıştır mesela; eğitim, felsefe, insanbilimi, işletme ve ruhbilimi.
Eğitim için, etki karşısında gösterilen değişmeyen tutum ve huya denilir.
Felsefe için, eski kuşaklardan öğrenildiği şekilde yapma eğilimine denir.
İşletmede ise, tüketicinin aynı markadan sıkça almasına denir.
Son olarak ruh bilimde ise, öğrenilerek edinilmiş sürekli bir şekilde kendini gösteren davranışlardır denilmiş. Hiç bunlardan birini o şekilde düşünmemiştim. Ne çok örnek var aslında alışkanlığa değil mi?
Birçok şeye karşı alışkanlık edinebilirsin herhangi bir şey, ister nikotin veya alkol ve benzerleri, bunlara takıntı da diyebiliriz. Aşk da bir takıntıdır, aşk bir obsesyondur, aşk o kişiyi görme alışkanlığımızdandır, bu nedenle aşka inanmıyorum. Bu dünyanın palavralarından biri daha sadece.
Ne kadar hızlı gerçekleşiyor bu takıntı olayı, biz fark etmeden bile bir sonraki tütünü veya dozu istiyoruz. Ne ara oldu bu? Sadece bir tane aldım. Sadece bunlar mı alışkanlıklara örnek peki? Tembellik alışkanlıklara örnek olur mu? Tartışılır.
Leonard Carnichael, “Tembellik, psikoloji üzerine yazılmış teknik kitapların içindekiler tablosunda görünen bir kelime değildir.” demiştir. Sigmund Freud’un tersine.
Sizce tembellik bir alışkanlık mı? O oturduğun kanepeden kalkmamak, her şeyin en basitine ayak sürdürmek. Bunun da sözü; yarın yaparımdır. Klasik, en çok duyulan veya söylenenlerdendir değil mi? Aman ne olacak yarın yaparım. Yarın da geldi, aynısı. O zaman ondan sonraki günün farkı ne değil mi?
Peki alışkanlıklar sadece kötü mü? Bu alışkanlıklar kötü olduğu kadar iyi de olabilir. Mesela; bazı insanlar kitap okuyamadan yaşayamaz, bazıları da spor yapmadan yaşayamaz. Aslında hayatımızda ne çok alışkanlık yapan şeyler var değil mi? Her sabah kahve içerim. Bak bunu yapmazsam günüm kötü geçer. Bunları fark etmiyoruz bile. Bazen de ediyoruz ama değiştiremiyoruz, değiştirmiyoruz.
“Alışkanlıkların zincirleri önce duyulamayacak kadar hafif, sonra kırılamayacak kadar güçlü olur.” demiş Warren Buffet ne kadar doğru ve yerinde bir söz değil mi? İşte iradenizi zorlayan bir sınavda alışkanlıklardır.