Zamanın Gölgesi

Kapıdan çıkmadan evvel oturduğu sandalyeye baktı.Kendisine çok benzeyen bir gölgenin orada uyuduğunu gördü.Peki hikaye buraya nasıl geldi?

Bay Louis adında zengin ama aç gözlü bir iş adamı vardı ve her açgözlünün olduğu gibi onun mahalledeki en zengin adam olması ona yetmiyordu. Sürekli aldığı gelire zam yaptırmak istiyordu. Son zamanlarda onu yakından tanıdığım gibi para kazanmak için suç işliyor ve kuyumculardan önemli maddeler çalıyordu. Bu suçların şifresi hemen çözüldü ve sorguya çekildi.  Sorguda çok garip bir şekilde savunuyordu kendini.

-Beyefendi duyduğuma göre hırsızlık yapmışsınız. Neden peki?

-Ben daha çok para istiyordum ama patronlar zam yapmadı işte o yüzden çaldım.

-Peki nerde çalışıyordunuz?

-Buralarda bir banka var sizin şu şu apartmanın karşısında işte orada.

-Ama eğer orda çalışıyorsanız yeterince para alıyorsunuz demektir.

-Ama bana yetmiyor. Bana çok şey lazım ve oradaki müdürü hiç sevmiyorum çok az para veriyor ve hiç zam yapmıyor.

-Beyefendi ama lütfen gerçekleri söyleyiniz. Orası yeterince para veriyor. Bu mahallenin en zenginleri orda çalışıyor. Neyse bunları konuşmak istemiyorum hırsızlık bir suçtur 5 yıl hapis aldınız sorgumuz bitti gidebilirsiniz.

Kapıdan çıktığında Louis’in gözlerinden alev saçtığını gördüm. Ama Louis çevresinde çok sevilen bir insan değildi. Ama Louis dersini almadı hapishaneden kaçtı ve başka bir hapishaneye düştü. O hapishanede  sorgu odası değişikti. Burada sorgu bittikten sonra bir anda bir deprem oldu tam her şey kırılırken zaman sanki geriye alınmış gibi sorguya depremin bir izi kalmadan yeniden başlandı.Zaman durmadan başa dönüyor ve her seferinde bir felaketi yanında getiriyord, Bu sefer de çıkarken sel oldu. Dengesi bozuldu ve tam düşerken bir daha zaman geriye alındı ve o sorguda bitince kapıdan çıkmadan evvel oturduğu sandalyede uyuyan bir gölge gördü. Gölgenin yanına yaklaştıkça gölgenin gözü açılıyordu ve sonunda bir insana dönüştü. Louis’e “Zaman benim elimde dedi ve bir kuleye tırmandı. Bu kule çok yüksekti neredeyse 8 tane Eifel kulesi uzunlundaydı. O andan itibaren Louis’ i dinleyen ben ve arkadaşlarım kuleye tırmanmaya başladık çok tehlikeli tuzaklar vardı ama bize bir şey olmadı. Kuleye tırmandığımızda Louis’e benzeyen bir adam gördük. Elinde bir yüzük vardı ve etrafına ışıklar saçıyordu. Şimdi bir plan kurup almalıydık onu ve zamanı kurtarmalıydık. Ama Louis’e benzeyen kişi sandığımızdan güçlüydü ve bizi geri itti, zamanı dondurdu. Ben ve arkadaşlarımızı kuleden aşağıya itti ama birimizi itmeyi unutmuştu. Jack! Jack yüzüğü aldı ve zamanı geriye çevirdi. Ama unuttuğu bir şey vardı! Zamanı geriye alınca yüzük o Louis’e benzeyen adama döndü. fakat biz planımızı çoktan yapmıştık ve ben öne geçip oyalamaya başladım. Beni itmeye çalışıyordu ama ben dayanıyordum. Bütün dikkatini bana verince tam ayağım kayacak ve kuleden aşağıya düşecekken yüzüğü arkadaşlarım çekti ve beni kurtardı. Ama birde ne göreyim Zaman Yüzüğü yerinden çıkarılınca karşıma Louis çıktı. Louis

-Hepinizden çok özür dilerim arkadaşlar benim hatamdı. Bu kadar aç gözlü olmamalıydım

Bizde

-İşte gerçek arkadaşlık böyle olur zor ama sonunda ders alınandır gerçek arkadaşlık! cümlesini üç defa beraber tekrarladık

(Visited 110 times, 1 visits today)