Climate change from drought to green growth

ZAMANIMIZ KALDI MI?

Bize armağan edilen dünyamıza sizce ne kadar iyi bakıyoruz? Dünyanın oluşumundan 4.5 milyar yıl geçti buna rağmen kurulu bir düzende elimizden geldiğince huzur ve mutluluk içinde yaşıyoruz. Fakat gelecek nesil de bu şekilde yaşayabilecek mi? Bu gidişle yaşayamayacaklar çünkü günümüzde dünyamıza verdiğimiz zararlar buna engel olacak. Atmosferimiz ısınıyor, canlı türleri ve biyolojik çeşitlilik yok oluyor, buzullar eriyor ve yangınlar artıyor. Haydi hep birlikte bu konulara karşı nasıl önlemler almalıyız bir göz atalım. Atmosferimiz neden ısınır? Atmosfer güneş ışınlarının kırılması sonucu yerden ısınır ve üst kısımdan uzaya doğru ısı kaybeder ve ardından ise soğur. Peki atmosfer ısınmasına karşı ne gibi önlemler alabiliriz? Bu soruna karşı çok fazla çözüm yolu vardır fakat bunlardan en önemlisi ısıtma sistemleri doğal gaz ve petrol bazlı değil elektrikli olmalıdır. Bir diğer önemli faktör ise karbon salınımını azaltmaktır. Peki karbon salınımını azaltmaktan kastımız nedir? Benzinli araba kullanmamak bunun en büyük örneği. Benzinli araba kullanmak yerine toplu taşıma ve ya bisiklet kullanmak dünyamız için en iyi tercih olacaktır. İkinci önemli konumuz ise canlı türleri ve biyo çeşitliliğin yok olması. Canlı çeşitliliğin yok olmasına günümüzde çok acı örnekler var bunlardan birkaç tanesini öğrenelim. Birinci canlımız Amur parsı bu canlıdan dünya üzerinde yalnızca 60 tane kaldığı tahmin ediliyor. İkinci canlımız ise karına yiyen olarak da bilinen  Pangolin. Pangolinlerin sayısı net olarak bilinmese de sayılarının kritik seviyede olduğu tahmin ediliyor. Canlıların nesillerinin devam ettirememelerinin en büyük sebeplerinden birisi bilinçsiz avlanmadır. Bilinçsiz avlanma nedeniyle hali hazırda nesillerini devam ettirmekte zorlanan canlılar bu sebeple artık dünyaya tutunamıyorlar. Diğer büyük sorunumuz ise biyolojik çeşitliliğin büyük bir tehlike altında olmasıdır. Biyolojik çeşitliliğin tehlike altında olmasının tüm nedeni insanlardır diyemeyiz fakat yüzde doksan insanlardır. Biyolojik çeşitliğe verdiğimiz en büyük zarar sulara döktüğümüz atıklar sayesinde olmaktadır. Fabrikaların atıklarını veya çöplerini denizlere boşaltması, gemilerin atıklarını denizlere boşaltması gibi örnekler söz konusu olduğu sürece çeşitliliği kurtarmamız gittikçe zorlaşacak ve güçleşecektir. Buzulların erimesi konusu gündemden düşmeyen bir diğer konu. Buzulların erimesi küresel ısınma ile doğru orantılıdır. İklim krizi nedeniyle buzulların erimesi canlı çeşitliliğin azalmasıyla da son derece alakalıdır. Antartika da her geçen gün buzullar metrelerce erimeye devam ediyor. İnsanoğlu zamanla harekete geçmez ise buzulların erimesi tüm dünya için sıkıntı doğuracaktır. Son konumuz olan yangınlar. Ülkemizde de özellikle yaz aylarında sıkça gördüğümüz doğal afetlerden biri de yangınlardır. Biz yangınları doğal afet diye tabir ediyoruz fakat hiç payımız yok mu? Tabi  fazlasıyla var insanlar doğaya kamp veya piknik yapmaya gittiklerinde arkalarını düşünmeden çöplerini doğaya bırakıp gidiyorlar. Sadece bununla da kalmayıp bilerek ormanlarımızı yani bizim vücudumuzun dışındaki ciğerlerimizi yakıyorlar bu da sözün bittiği yer oluyor. Bu konuda insanların yapacakları şey çok ama çok basit sadece kendi pisliklerini arkalarında bırakmamak. Dünyamız bir hazine fakat biz bu hazinenin değerini bilememeye devam edersek bu hazine elimizden kayıp gidecek ve asla erişim imkanımız olmayacak. Elimizdekilerin kıymetini bilelim ve bu dünyada tek olduğumuzu unutmayalım.

(Visited 48 times, 1 visits today)