Eğer bana, zamanı durdurmayı mı yoksa başka bir zaman dilimine yolculuk yapmayı mı seçerdin diye sorsaydı, her ikisini de seçerdim. Ben üç ve beş yaşımda zamanı durdurmak isterdim. Çünkü küçükken okula gitmem gerekmiyordu, sınavlara girmem gerekmiyordu, erken kalkmak zorunda değildim. Sadece oyuncaklarımla oynuyor, okul gibi şeyler için evden çıkmak zorunda kalmıyordum. Şu anda ise tabii ki bunları yapmam gerekiyor.
Bunun dışında, anneannemin bana anlattığı gençlik zamanlarına dönmek isterdim. Üçüncü olarak da Atatürk’ü görmek için 1928’e gitmek harika olurdu. Annemin, babamın, dayımın ve amcamın çocukluklarına dönüp onlarla zaman geçirmek, o yılların nasıl olduğunu görmek isterdim. O dönemde doğa nasıldı, teknolojik imkanlar nasılydı, okullar nasıl işliyordu? Bütün bunları öğrenmek isterdim.
Bir de yaz tatillerinde, yazlıkta geçirdiğim ve hiç okula gitmediğim zamanlara geri dönmek güzel olurdu. Ancak zamanı durdurmanın ya da geçmişe gitmenin tehlikeleri olduğunu unutmamalıyız. Yanlışlıkla, içinde bulunmak istemediğimiz bir zamanı deneyimleyebiliriz. Örneğin, zor bir sınavın olduğu ya da hastanede yattığımız zamanları yaşamak istemeyebilirdik. Bu yüzden dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorum.