Zaman makinesinin içimdeyim. 2032 yılına gitmek için hazırlanıyorum. Makineyi çalıştırma pozisyonuna getirdikten sonra makineden ses yükseliyor. “5, 4, 3, 2, 1, 0. Geleceğe geçiş yapılıyor.”
Yıl 2032…. Zaman makinesinden dışarı çıkıyorum. Etraf ne çok değişmiş! Site apartmanlarla doluydu, etrafın da yeşille dolmasına çok sevindim. Arkadaşlarımın çoğu taşınmış, sadece bir iki tanesi hala burada yaşıyor. Çocukken oynadığımız sokağımızın kedisi Hermes uyukluyor. Uyanıp, yanıma geliyor, başını okşuyorum. Sonra tekrar uyuklamaya gidiyor.
Eve geri dönüyorum, bisikletimi alıp mahalleyi gezmeye çıkıyorum. Bakkal yerine süpermarket gelmiş. Bisikletlere bakıyorum. Bisikletimi eve bırakıyorum ve aşağıya inmeye karar veriyorum. Aşağıya bir sürü mağaza, bir sürü alışveriş merkezi açılmış, “Vay be!” diyorum içimden. “Dünya çabuk değişiyor”.
Eve doğru dönüyorum. Dönerken insanların ne kadar garip giyindiğini fark ediyorum. Kıyafetlerinin bazı parçaları havada süzülüyor. Derken havadan bir motor sesi duyuyorum. Yukarı bakınca bunun bir araba olduğunu şaşkınlıkla fark ediyorum. Eve yaklaşırken neler gördüğümü düşünüyorum. Sonra annemin seslenmesiyle irkiliyorum, gözlerimi açtığımda bir bakıyorum yatağımdayım.