Zaman yolculuğu, insanlığın en büyük hayallerinden biriydi. 2124 yılında, bilim insanı Dr. Serdar Göçmen’di, bu hayali gerçeğe dönüştürdü. “Kronos” adını verdiği cihaz, zamanın dokusunu bükerek geçmişe ve geleceğe kapılar açabiliyordu. İlk yolculuk için seçilen kişi, cesareti ve bilgisiyle tanınan araştırmacı Taho Bey’di. Taho, Kronos’un içinde yerini aldığında kalbi hızla çarpıyordu. Cihazın düğmesine bastı ve göz açıp kapayıncaya kadar kendini 1453 yılının İstanbul’unda buldu. Şehir, Osmanlı İmparatorluğu’nun yükseliş dönemindeydi. Taho, Topkapı Sarayı’na doğru yürürken tarihi bir anda yaşamanın heyecanını hissetti. İnsanlar arasında dolaştı, o dönemin atmosferini kokladı ve günlük yaşamlarını gözlemledi.
Ancak Taho’nun asıl amacı, zaman yolculuğunun insanlık üzerindeki etkilerini incelemekti. Geleceğe geri döndüğünde, Kronos’un sadece geçmişi değiştirmekle kalmayıp, insanların kaderlerini ve hatta dünyayı değiştirebileceğini anladı. Bu güç, büyük sorumluluklar getiriyordu. Ali, tarihsel olayları değiştirmek yerine, insanlara geçmişten ders almayı öğretmenin daha doğru olduğunu düşündü.
Kronos, doğru ellerde, insanlığın daha iyi bir geleceğe yönelmesine yardımcı olabilirdi. Taho, zaman yolculuğunun potansiyelini ve tehlikelerini anlamıştı. Geçmişi değiştirmek, geleceği şekillendirmekten çok daha karmaşık ve tehlikeliydi. Bu yüzden, zaman yolculuğu sadece keşif için kullanılmalıydı. Dr. Serdar ve Taho, bu bilinçle hareket ederek, insanlığın gelişimine katkıda bulunmaya kararlıydılar.