ZAMAN MAKİNESİ İLE GELECEĞE GİTMEK

İşte o gün geldi…

Çok büyük uğraşılar sonucunda bu işi başarmıştım, sonunda zaman makinesini icat etmiştim. Bu icat insanlık için bir ilkti. Önce, “Acaba hangi tarihe gitsem, geçmişe mi yoksa geleceğe mi?” diye düşündüm. Sonra, “Acaba gelecek nasıl bir yer?” diye düşündüm ve kararımı geleceğe gitmek yönünde kullandım. Bunun tek ve çok basit bir sebebi vardı çünkü geçmiş ile ilgili neredeyse her şeyi biliyoruz. Nereden mi biliyoruz? Hemen söyleyeyim: kitaplar, dergiler, Google amca (internet) ve büyüklerimiz. Tüm bu kaynaklar sayesinde geçmişi kafamızda canlandırabiliyoruz. Ancak geleceği canlandıramayabiliriz, sadece biraz tahmin edebiliriz. İşte bu yüzden geleceğe gidiyorum. Ben geleceğe kaçıyorum, görüşmek üzere…

“Bir dakika, yine mi siz? Neden hep beni takip ediyorsunuz?” Neyse, bu konuyu daha sonra konuşuruz.

Şu anda gözlerime inanamıyorum. Dünyanın gelecekte sadece bir çölden ibaret olacağı, hiç yeşilliği olmayan ve her yeri beton olan bir yer olacağı söyleniyordu ama size şunu söyleyeyim, bu gerçek değil. Burada her yer yemyeşil, hiç beton yok ve gördüklerimin çölle yakından uzaktan hiç alakası yoktu. Hizmet sektörü olarak robot polisler, robot itfaiye ve robot doktorlar vardı. Hepsi birbirinden farklı ve güzel çalışıyordu. Polis robotlar günümüzdeki polislere hiç benzemiyordu. Özellikleri şunlardı:

  • Güneş enerjisi ile çalışıyorlar.
  • Her şeyi yorulmadan yönlendirebiliyorlar.
  • Kaza olduğu anda yardıma koşuyorlardı.

İtfaiye robotlar da günümüzdeki itfaiyelere benzemiyordu. Çok fazla özellikleri vardı ama en önemlisi şunlardı:

  • Asla yanmıyorlar, yangından etkilenmiyorlar ve en fazla on saniye içinde yangını söndürebiliyorlardı.

Son olarak doktor robotlar hastaneye bile ihtiyaç duymuyorlardı çünkü robot olduklarından tüm gerekli malzemeleri istedikleri zaman kullanıp geri yerine kaldırabiliyorlardı.

Ulaşım ve yerleşim yerleri olarak her yerde uçan arabalar ve insanların yaşadığı gökyüzündeki minik evler vardı.

Elektriklerini ise güneş panelleri ve rüzgar tribünleri ile karşılıyorlardı.

Kısaca, gelecek harika bir yer…

Hadi, geliyor musunuz?

(Visited 6 times, 1 visits today)