Karşımda büyük ve kabin şeklinde bir kutu duruyordu. Girsem mi girmesem mi bilememiştim. Ürkütücü ve bakımsız görünümü girmememi söylüyordu fakat merakıma yenik düşmüştüm, o yüzden elimi paslı kapı koluna uzattım. Sonra çevirdim, ama kilitliydi. Bunun üzerine kapı kolunu biraz zorladım, ama fayda etmedi. Sonra oturup düşündüm. Ne yapabilirdim? Ve aklıma bir şey geldi: Yaklaşık üç yıl önce yaşlı bir kadın kapıma dayanmış, bana şunları söylemişti: Eğer bir gün anahtarı kayıp bir yeri açmak istersen bu koşar yardımına. Ve elime bir anahtarı tutuşturup gitmişti. O zamanlar bunu çok mantıksız bulmuştum ama şimdi işime minik bir ihtimal de olsa yarayabileceği için mutlu olmuştum. Böylece anahtarı cebimden çıkardım, kapı kilidine soktum ve çevirdim. İşe yaramıştı! Sonra kapıyı kendime doğru çektim ve bunu yapmamla bağırmam bir oldu. Kabinin içerisi örümcek ağı dolu, bakımsız, pis ve kötü kokan bir yerdi. Ama aynı zamanda duvarları ışıklı ve parlak düğmeler kaplamıştı. Üzerlerinde de yıllar yazıyordu. Hala şok işindeydim ve aklıma asla gelebileceğini tahmin edemeyeceğim bir düşünce geldi: Bu bir zaman makinesiydi. Ama bunun nasıl gerçek olabileceğine çok vakit yoramazdım ve bir an önce hangi yıla gideceğimi bulmam gerekiyordu. Geçmişe gitmek istiyordum o yüzden düşünmeden 1985 yılını tuşladım. O anda mavi bir ışık çaktı ve söndü. Ben de kapıyı açtım. Gördüğüm manzara bu alete bindiğim yerden çok farklıydı. Etrafı ağaçlar sarmıştı. Ben de yürümeye başladım. Caddeye geldiğimde insanları gördüm ve benim yaşadığım zamanın insanlarından epey farklı olduklarını şaşkınlık içinde farkettim. Giyimleri, davranışları, konuştukları şeyler hep farklıydı. Biraz daha etrafı inceledikten sonra dönmeye karar verdim çünkü herkes bana bakıyordu. Ben onlardan farklı giyinmiştim çünkü. Sonra makineye girdim ve bu sefer geleceğe gitmek için 2070 yılını tuşladım ve aynı ışık çaktı. Kapıyı açtım. İçimi bir hüzün kapladı. Karşımdaki manzara görmeyi istediğim son şeydi. Her tarafta inşaat artıkları ve çöp vardı. Ben de yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm. İnsanları gördüm. Hepsi toz maskeleri takıyordu ve bunu anlayabiliyordum çünkü benim maskem yoktu ve toz soluyordum. Ve yüzlerinde kocaman maskeler olmasına rağmen gülümsemediklerini, mutsuz olduklarını anlayabiliyordum. Caddeler de solgun gibiydi. Gökyüzü kasvetliydi. Sanki Dünya üzerindeki her şey mutsuz olmaya ant içmiş gibiydi. Artık gitme vaktinin geldiğini hissediyordum. Ben de zaman makinesine döndüm. 2021 yılını tuşladım ve aynı ışık çaktı. Eve dönünce hissettiklerimi bir kağıda yazdım. Eskiden bir zaman makinesine binmeyi ne kadar çok istediğimi hatırladım. Oysa şimdi bu hevesim mantıksız geliyordu. Çünkü yaşadığım olaydan bir şey öğrenmiştim. Bence artık geleceği bilmek ya da geçmişe gitmek hiç bir şeyi değiştirmezdi. Önemli olan şimdiki zaman, şimdiki fırsatlar ve şimdi ne yapabileceğimizdi.
|
|
ZAMAN MAKİNESİ
(Visited 50 times, 1 visits today)