Zaman, tek gerçek ölçü birimidir. Metreler, kilometreler veya ışık yılları değil. Bunun sebebi, insanların sadece hayatlarına kolaylık getirmesi amacıyla oluşturduğu şeylerden ibaret olması uzunluk gibi kavramlar hakkında konuşacak olursak. Oysaki zaman, insan oluşturmasa da varlığını sonsuza dek sürdürecek bir kavram.
Zaman birçok filme de konu olmuştur ve izleyenleri etkileyerek oldukça düşündürmüştür de. Sinemada zaman denildiğinde ilk akla gelen ve geçtiğimiz aylarda 2015 yılına yolculuk yaptıkları için tekrar gündeme gelen Geleceğe Dönüş serileridir. 80 ve 90’ları kasıp kavuran bu efsanevi eserlerin o dönemi yaşamış olanlar üzerinde bambaşka bir etkisi vardır. Bir başka örnek vermek gerekirse ‘Star Wars’ serileri. Bu serilerde yazar Lucas; gelecekte, 1000 yıllar sonrasındaki evreni canlandırmıştır. Teknolojinin şu ana kadarki geçmişine bakarak, 1000 yıl sonraki canlıların varlıklarını hayal etmiştir.
Ünlü bilim adamı ve fizikçi Albert Einstein (1879-1955), zaman hakkında bir çok araştırma yapmıştır. Ve zamanın göreceli olduğu kanısına varmıştır. Peki göreceli ne demek? Göreceli olmak bireyler arasında farklı anlamlara sahip olabilmek demek. İfade ve olgular öznel ve nesnel olarak ikiye ayrılır. Herkesin hemfikir olduğu, tartışmaya kapalı olan, bilimsel ya da matematiksel olarak ispatlanmış olgulara nesnel denir. Göreceli kelimesi ise bu sözcükle zıt anlamlıdır. Göreceli olarak nitelendirilen kavramlar ve durumlar, yoruma açıktır. Bu nedenle kişiden kişiye farklılık gösterir.
Ünlü bilim adamı Albert Einstein bence bu konuda fazlasıyla haklı. Böyle düşünmemin sebebini örnek vererek çok daha kolay açıklayabilirim. Örneğin bir okul dersini ve aile ile geçirilen zamanı baz alalım. Bir çoğumuza göre aile zamanı, çok daha eğlenceli geçer. Ve böylece zaman akıp gider adeta. Öte yandan bir ders, tabii bu da göreceli bir şey, bazen fazlasıyla sıkıcı olabiliyor. Sıkıcı olmasıyla da zaman geçmiyor.
İnsanlara bir olayın sıkıcı gelmesi, aslında o an odaklanacak bir şey olmaması, başka bir deyişle odaklanılabilecek her konunun ilgi alanlarının dışında olmasıdır. İnsanın ilgisini anlık olarak bir şeye verememesi, ilgisinin çok daha farklı şeylere kayması ve çok çabuk odak değiştirmesi, ve en sonunda ilgisinin odak olarak alabileceği bir şey kalmayınca boş boş bir şeylere bakmaktan başka yapılabilecek bir şey kalmaması gibi olaylar işin insanın ilgisini cezbetmediğine işarettir.
Öte yandan ilgiyi hapsedebilecek bir cisim veya konu ortama girerse insanın sıkıcı hissetmeye vakti bile olmayacaktır.
Özetle, zaman göreceli bir kavramdan başka bir şey değildir.