Cumhuriyet her yıl küllerinden doğan bir Anka Kuşu gibidir. Bizler tam yüz yıldır Ata’mızın bizler için kurduğu ülkede yani Türkiye’de yaşıyoruz.
Biz “Türkler” ne kadar toprak kaybedersek kaybedelim, hiçbir zaman pes etmedik; hiçbir zaman azmimizi, doğruluğumuzu, cesaretimizi, soğukkanlılığımızı kaybetmedik. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurduktan sonra yapılan devrimlerle son dönemlerinde başarısız olan Osmanlı’nın küllerinden doğduk. Ata’mız, kadınlara seçme ve seçilme hakkı, biz gençlere ise daha kolay öğrenelim ve bu ülkeye fayda sağlayalım diye yeni bir eğitim sistemi ve alfabe getirdi. Eğer, Osmanlı İmparatorluğu yüz hata yaptıysa biz de onların hatalarından ders çıkararak yüz doğru yaptık. Biz hiçbir zaman daha fazla toprak istemedik, hiçbir zaman daha çok ülke kontrol etmek istemedik. Çünkü, biz hiçbir zaman kazanmak için rakiplerimizin seviyesine inmedik ve hiçbir zaman soğukkanlılığımızı kaybetmedik. Çünkü biz saygın, sabırlı ve azimle çalışan bir milletiz.
Atalarımızın gelecek nesiller için yaptığı fedakarlıklar paha biçilemez şeylerdir. Onların bizim için sergilediği birleştirici davranışlar, hepsinden değerlidir. Tüm bu unsurlar, ülkemizi tam yüz yıldır ayakta tutmamızı sağlamıştır. Sahibi olduğumuz değerlerle her zaman gurur duymalıyız. Eğer bir gün ülkenin bütünlüğünü tehlikeye atacak bir durumla karşılaşırsak her zaman yeniden doğmaya hazır olmalıyız. Biz Türklerin bir sözü vardır: “Cumhuriyet kuşakları, Büyük Önder’in çizdiği yolda ebediyen yaşatılacaktır.”