YÜZ YILLIK KOCA ÇINAR

“Efendiler! Yarın cumhuriyeti ilan ediyoruz!” 28 Ekim 1923’te böyle söyledi Ata’mız. Onca cephede yıllarca savaştıktan sonra o gün nihayet gelmişti. Atatürk, yıllarca hayalini kurduğu cumhuriyet için her gün bunu başarmak amacıyla mücadele etmiş ve sonunda bu hayaline kavuşmak üzeredir. Türk milletinin kendi egemenliğini hakim kılması Atatürk için her şeyden önemliydi. Cephede kazanılan savaşları birçok uluslararası başarılarla taçlandırmış, sadece biz Türklerin değil neredeyse tüm dünyanın gözünde mükemmel bir lider olma yolunun en sonundaydı.

Ata’mız, her şeyi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini kazandırmak için büyük çaba sarf etmiş, elinden gelenin fazlasını, şuanki Türk milletinin barış içinde bir topluma örnek olması ve yol göstermesi, rahat yarınlara uyanabilmesi için savaşmıştır. Ulusuna önem vermesi ile birlikte gerek öngörüsü, açık sözlülüğü, akıl ve mantık kapasitesi, strateji gibi bir liderin sahip olması gereken kriterler tam tamına Ata’mız Mustafa Kemal’de vardı, bunu neye kullanacağını çok iyi biliyor ve bildiği için kullanıp yer kaplamaya veya vatanımız için gereksiz herhangi bir şey için kullanmıyordu.

Ata’mız, bu özelliklerinin yardımı, silah arkadaşlarının kararlılığı ve hepsi ile birlikte kendisine güveni ile yarının cumhuriyet olduğunu, adı gibi iyi biliyordu. Sonunda… “O” gün gelmişti. Cumhuriyetin ilan edileceği, Türk vatanının kendi bayrağı altında zorluk, kıtlık ve savaş olmadan; barış içinde yaşayacağı gün gelmişti!

29 Ekim, Ata’mızın bize verdiği en güzel ve yeri her zaman bir numara olacak, hiç düşmeyecek ve Ata’mız gitse bile her zaman kalbimizde yer alacak hediye idi. Bu hediye; Türk vatanının egemenlik kaynağının millete ait olması, temiz, bilim ve zeka dolu, dünya kültüründe bir yer almış ve buna ayak uydurmuş Türkiye’dir.

”Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk’üm Diyene!”

(Visited 10 times, 1 visits today)