Demokrasiler popülizme yenilir. Çünkü insanın doğası böyledir. İnsan yapısı gereği yalnız kalmaktan delicesine korkan bir hayvandır. Çünkü evrim sürecinde insanın tüm hayvanlardan öne çıkmasında büyük bir etken olan sosyal bir canlı olması buna dayalıdır. İnsanlar kendi aralarında nasıl bir bağ geliştirseler de toplum içinde kimse kimseyi eşit sevemez o yüzden bazı durumlarda ortak karar adı altında bir kimsenin diğerlerine dayattığı bir karar yürürlüğe geçer.
Demokrasi adına aslında iyi olan yegâne şey toplumu ileriye götürmekten öte toplumu rahat kanunlar eşliğinde düzende tutmaktır. Ki bu fikir teorik olarak düşünüldüğü kadar başarılı değildir. Pratikte uygulanması gerekenler her zaman olması gerektiği gibi uyulmuyor. Halkın seçtiği birey oylarını aldığı halka söz verdiği gibi davranmıyor bunun en büyük örneği de seçimle başa geçen Adolf Hitler’dir. Kendisi Mart 1933 yılında Alman Federal seçimlerinde NSDAP(Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi) partisinin seçilmesiyle beraber yönetime el atan Adolf Hitler halk tarafından koltuğa oturtulmuş bir liderdir. Sadece bu tür problemlerle kalmıyor üstüne işin içine gücü eline alanların yolsuzluk yapmaya başlamasıyla tamamıyla kontrolden çıkıyor. Diktatörlük yoluyla yönetilen bir ülkede gelişme potansiyeli var iken yönetiminde yolsuzluk olan bir ülkenin gelişme şansı tamamıyla sıfırdır!
Demokrasi popülizme yenilir çünkü günümüzde devletin halkın aklına girmesi veya üst makamların duygusal yollar aracılığıyla halkı uyutması daha kolaydır. Günümüzde toplumla bağlı olan her birey istemeden olsa da manipüle edilmekte. İnsanlar fikrini belirtmeye çekindikçe onlara yansıtılan fikirler aklına kazınır dolaylı yoldan da manipüle edilmiş olurlar bu düşünceler her zaman iktidar adına olumlu olmasa da bunları yönetme konusunda en çok etkiye sahip olanlar da günümüzde gücü elinde bulunduran yozlaşmış büyük adamlardır. Gerek sosyal medyada gerek diğer toplu iletişim organlarında fikir ayrılıkları mevcuttur fakat taraflı yapılan her türlü medya ürünü sayısı az çok demeden insanların aklına girmektedir. Yozlaşmış devlet adamlarının iktidarda kalmasını sağlayan sponsorlar da daimi olarak kuvvetlerini korumaktadır bu şekilde dönen çıkar ilişkisi işte popülizmi oluşturur. Halkını yerine küçük bir kesimi düşünerek halk fakirleşirken servetine servet katan devlet adamları demokrasinin en ve en büyük hayranlarıdır.
Teoride haklı bulunan ve herkes tarafından demokrasi pratiğe geçtiği vakit bu tarz yozlaşmaya açık bir ortam sağlaması açısından rezalet bir fikirdir. Eğer demokrasiyi yüceltecek ve övmeye devam edeceksek demokrasiyi kökü köküne korumasına bilmemiz gerekir aksi takdirde ise uygulanan yönetim biçimi teokrasiye doğru yol almaktadır bu da zaten halkı giderek küçük düşürerek demokrasinin aslı felsefesi olan halkın fikri felsefesini öldürür. Mutlak gücü daimi şekilde halkta tutmak imkânsızdır o yüzden de devleti ve milleti düşünmek yerine kendisini ve çıkarlarını düşünen insanlar geldikçe ülkedeki bu yolsuzluk devam etmeye mahkûmdur. Asıl kontrol etmemiz gereken şey ise devletin millete sağladığı eğitimdir!
Yöntemine Uygun Yönetim
(Visited 84 times, 1 visits today)