Her insan doğmasından itibaren başlayan ve hayatının sonuna kadar devam eden sorumlulukları vardır. Şu ana kadar yapmamız gerekip sorumluluğumuzda olup, yaptığımız ve yapmadığımız şeyleri saymaya kalksak herhalde bir ömre daha ihtiyacımız olacaktır.
Yaşımız büyüdükçe artmakla birlikte çeşit çeşit sorumluluklar da hayatımıza girer. Mesela yaşımız büyüdükçe derslerimize önem veririz, çalışmaya başlarız. Okul çağımızda gelecek kaygısı, kendimizi gösterme gibi sebeplerden çalışmaya başlarız, kendimize kendimiz için sorumluluk veririz. Üniversite zamanlarında kendi hayat kalitemizi belirlemek için iyi bir meslek ve hayat isteriz. Bunlar için çabalarız ve artık hayata farklı bir pencereden bakarız. Yine kendimize sorumluluklar yükleriz. Her insan içgüdüsel olarak sorumluluklarını yapmak, başarıya ulaşmak ve sonuçlandırmak ister. Eğer ki bunları yapmazsak vicdanımız el vermez, içimizde aklımıza geldikçe büyüyen karamsar bir duygu kaplar. Kendimizi hatalı hissederiz ve gerçekten sorumluluk bilincinde isen imkanın olsun olmasın yapman gereken şeyi yapmaya çalışırsın. Bu duyguları yaşamamak için kendi aklımızda ya da somut bir şekilde planlar yaparız. Zamanı yönetir, sorumluluklarımızı başarıyla yaptığımız içinse kendimizi ferah, kafamız rahat bir şekilde hayata devam ederiz. Eğer ki sorumluluk bilincindeyseniz zaman sizin yapı taşınızdır. Yapacağınız en kötü şey zamanın dengesini bozmak olacaktır. Planınız, düzeniniz bozulursa “Yapamayacağım!”, “Yetiştiremeyeceğim!”, “Nasıl düzelteceğim?” diyerek büyük bir stres yaşarsınız. Artık yönetenden yönetilene geçiş yapacaksınız. Sizin planlarınızı artık zaman kendine göre yapacak ve sıkışık bir düzeniniz olacak.
Siz siz olun zamanınızı iyi yönetin. Yönetimi elden vermeyin, hükmeden siz olun. Zamanı yönetemeyen, sonunda zaman tarafından yönetilir.