Yoncanın Gizemi

Birkaç gündür gördüğü rüyayı o sabah da görmüştü. Uyandığında hâlâ rüyanın etkisindeydi. Bir süre sonra anneannesinden kalma altınla işlenmiş yonca motifli antika saatine bakmayı akıl etti. Saate uzun uzun bakan Aylin doğum günü olduğunu ve bir iki saat içerisinde arkadaşlarıyla buluşması gerektiğini hatırladı. Aylin ayılmak için bir kahve içmeye karar verdi ve onu ayıltacağına inandığı yegâne kahve olan bol telveli ve şekersiz yoğun kıvamlı Türk kahvesini hazırladı. Kahvesini içerken gözünün önüne rüyasında gördüğü yonca figürünü ve yonca figürünü uzatan adamın silüetini getirdi. Bütün bunlardan geçici süreyle de olsa kurtulmak ve arkadaşlarını bekletmemek için hazırlanmaya başladı.

Ne giyeceğini günler öncesinden hazırlayan Aylin gardırobunu açınca annesinin gençken sahip olduğu salkım söğüt desenli, fildişinin krem rengine kayan tonundaki, albenili sırtı açık elbiseye gözü ilişti. Hiç yapmadığı hâlde aniden karar değiştirip bu elbiseyi giymeye karar verdi. Bu özel gününde annesinin de  yanında olmasını otuz yaşına basan kızını kutlamasını ne çok isterdi. Bu maddi olarak mümkün olmadığı için annesinin elbisesini giyerek kendine manevi bir çare bulmuştu.

Sokağa çıktığında yolların buz tuttuğunu fark edip arabasına binmekten vazgeçti. Sokağın başındaki taksi durağına kadar düşmemek için küçük adımlarla yürüdü. Taksiye binip arkadaşlarıyla doğum günü için sözleştikleri restorana doğru yola çıktı. Fazla trafik olmamasına rağmen yollar kaygan olduğu için tahmin ettiği süreden daha geç bir vakitte restorana ulaştı. Yakın arkadaşlarının tamamına yakını Aylin’i bekliyordu. Bir süre sohbet ettikten sonra iki katlı, etrafı orman meyveleriyle süslenmiş, çikolatalı, üzerinde “A” harfli büyük bir mumu olan afili pastası masaya getirildi. Aylin büyük bir mutlulukla mumu söndürmek için pastaya doğru eğildi herkesin yüzünde tebessüm vardı. Ne olduysa tam o an, mumu üflediği sırada oldu. Günlerdir rüyalarına giren ona yonca figürünü veren gizemli bir havası olan, takım elbiseli, bahar yeşili gözlü, uzun boylu, siyah saçlı, yakışıklı olan adamın restorandan çıktığını gördü. Büyük bir telaşla adamın peşinden gitti. Masadakilerin tebessümleri yerini şaşkınlığa bırakmıştı. Rüyasında gördüğü adamın arkasından koşar adımlarla onu takip etti.  Adama seslendi fakat adam duymadı. Sonra adama seslendiği halde duymadığı için gizemli adamın kolundan tuttu. Adama bir şey söyleyecekken anneannesinden kalma altınla işlenmiş yonca motifli antika saatin alarmı çalmaya başladı ve Aylin doğum günü olduğunu ve birkaç saat içerisinde arkadaşlarıyla buluşması için hazırlanmaya başladı.

(Visited 55 times, 1 visits today)