Her birimiz küçükken kendimizi bir kahraman sanırdık. Bazılarımız pelerinli bazılarımız ise pelerinsizdi. Ama hepimizin amacı aynıydı; dünyayı yani insanlığı kurtarmak. O yaşımızda bile dünyanın bir kahramana ihtiyacı olduğunu bilir ve bu ağır sorumluluğu dünyayı kötülüklerden arındırmak için üstlenmeye hazırdık, yetişkinlerin aksine. Yetişkin demişken dünya neden hala kötülüklerden arınmadı, neden insanlık için bir şeyler yapılmadı? Neden her gün bizlere öğrettikleri bilgiler, verdikleri öğütler bir kulağımızdan girip öbür kulağımızdan çıkıyor. Ben size söyleyeyim küçük yaştan itibaren bizlerin hayatı sorgulamamızı, hayatımızın amacını köreltiyorlar, gözlerimizi siyah bez parçacıklarıyla kapatıyorlar ki dünyaya gelme amacımızı unutalım. Bazılarımız ilk andan beri buna gözlerini yumarken bazıları isyan bayraklarını havada sallandırırlar ta ki ebeveynleri ve çevresi üzerinde etkin bir rol alana kadar. Yalnızca bir kaçımız hayatta kalırız bu kötülere karşı. Onlardır işte dünyamızın gelecekleri, umutları.
Herkes dışarıdan bu kahramanlara nefret besliyormuş gibi dursa da aslında içlerinden onlara hayranlık beslerler. Buna en basit örneklerimiz de süper kahramanları konu alan kitaplar, romanlar, filimlerdir. Bir nevi onlara mesaj vermeye çalışırız bunlarla. Bu parmakla sayılabilecek kadar az olan kahramanlardan sadece ve sadece bir kaçı gerçekten doğruyu, yapılması gerekeni yapar. O cesareti gösterenler bir elin parmağını geçmezken bile çok büyük etkiler bırakır insanlık üzerine. Birçok insanda tam burada, iki yol ayrımında, ayrılır. Kimileri her ne kadar tehlike içerirse içersin insanlığın yararı içinse uğruna feda edilecek şeyi de insanlık uğruna olarak görür. Kimleri ise yapılması tehlike arz eden, bilimsel bile olsa, deneylerin sonu küçük de olsa büyük de olsa olumsuza çıkıyorsa bunu reddederler, savunanları da ayıplarlar, suçlarlar.
Ben ise bunlardan her zaman insanlık için doğru olanı yapacak tarafın yanındayım. Her ne olursa olsun bu durum bir insanlığı yaşatmak için başkalarının hayatına son vermek yerine doğru yolu seçenlerin. Bu konu da yazılmış birçok roman ve kurgulanmış birçok dizi, filim görebiliriz. Beni aralarında en çok etkileyen ise ‘The Rain’ ve ‘The Hunderet’dı. İkisinin de konusu, amacı, hitap ettiği kitle neredeyse aynı. Her ikisinde de Dünya’nın büyük bir kısmını yok olmuş, birçok medeniyet çökertilmiştir. Ve bir avuç gencin yetişkinlerin yaptıkları bu kabul edilemez suçu düzeltmeye çalışmasıyla ve sonuçta başarabilmeleriyle sonlanıyor.
Verdiğim örneklerdeki gibi insanlar ne kadar yaptıkları şeyleri insanlık için doğru olduğuna inansa da her zaman doğru yolu, doğru seçeneği bulamazlar. ‘‘Yapılması tehlike arz eden bilimsel deneyler, sonucu insanlığın yararı içinse, uygulanmalıdır.’’ Bu yüzden bu zihniyeti benimsemek yerine onu dünyanın devamı için uygun hale getirmeliyiz. Asıl kahramanlık budur, bunu yapandır. Bazen bizim küçük ördüğümüz şeyler sonucunda pahalıya patlayabilir, büyük sonuçlara neden olabilir. Bunun için insanlık için çabalarken yanlış yollara saptırılmamalı, bir sonları olmalı ki hedeflerini imkânsızlıktan çıkartarak bir kahraman gibi saf iyilikle insanlık için bilimsel deneyler, çalışmalar yapılsın.