Yitikleşirken

Bu dünyaya geldiğim günden beri asla var olmamayı diliyordum, ama o bana aslında yanlış olduğumu gösterdi. Her şeyin düzeleceğini umuyordum ve buna inanmak istemiştim. Fakat tahmin ettiğim gibi bu çok sürmeyecekti.

21 Mart 2176 yılında bu dünyaya gözlerimi açtım, ciğerlerimi dolduran azot ve karbondioksit karışımı kirli hava bana bu dünyaya bir sıfır yenik başladığımı söyledi. Aradan birkaç yıl geçti ve bana göz kulak olup beni yetiştiren kişilerin aslında gerçek ailem olmadığını öğrendim ve bu konu hakkında ne kadar sorsam da üvey annem hiçbir soruma cevap vermiyordu. Bunun üzerine anne ve babamın kim oldukları üzerine bir araştırma başlattım. Üvey annem dış bölgede bir bar yönetiyordu ve normalin üzerinde para kazanıyorduk ve bu sayede bilgiye ulaşmam daha da kolaylaşmıştı.

Aradan yıllar geçti ve ailem hakkında bulabildiğim tek şey zamanında ailemin dış bölgelerde konakladığıydı. Bir yandan resim çizmeyi öğreniyordum, hayattaki tek vasfım, ve bu işte cidden iyiydim. Her neyse, kişisel hayatımda tek arkadaşım bir motor çetesi lideriydi ve şuan ki yönetime karşı düzenli saldırılar yapıyorlardı. Onun dışında Üvey kız kardeşim bana cidden önem veriyor gibi görünüyordu. Her zaman odama gelir ve yaptığım resimleri incelerdi, bana atıştırmalık getirirdi. Sıra şuan ki Yönetimde. Yaptığım araştırmalara göre 3. Dünya Savaşı çoktan yaşanmıştı ve çok az sayıda insan hayatta kalmıştı. Teknolojideki gelişmelere rağmen bu radyoaktif sızıntıya karşı herhangi bir çare bulunamamıştı, bunun üzerine devlet insanları ‘’Dış Bölge’’ ve ‘’İç Bölge’’ olarak ikiye ayırmıştı.

Dış bölgedeki insanlar kirli havayı solumak, fakirlik içinde boğulmak ve ölmeye mahkumlardı. İç bölgede ise insanlar refah içinde yaşıyordu ve şehrin tüm çöpü Dış bölgeye atılıyordu. Devlet insanları kontrol altında tutabilmek ve sağlık sıkıntılarını çözmek için doğuştan onlara bir çeşit nano-makine enjekte ediyorlardı ve bunlarla seni nerede olursan ol takip edebiliyorlardı. Ama duyduğuma göre şu sıralar ‘’Yitik’’ denilen mutasyona uğramış insanlar ortaya çıkmaya başlamış, ki ben halen bunun bir efsane olduğuna inanıyorum, ve bu mutasyona uğramış kişiler zehirlenip öldürülmedikleri sürece hiçbir şekilde başa çıkılamıyormuş.

Bugün en yakın arkadaşımın patlayıcılarla birlikte devlete karşı yapacağı son saldırıya katılacağım ve umarım her şeye son verebilirim. İlave olarak yanımızda kendisini kısaca ‘’Doktor’’ diye tanıtan birisini getirdik. Sürekli doktorların artık bu devirde yeri olmadığını bu yüzden yönetimden intikam almak istediğini söyleyip duruyordu. Tamamen beyaz giyinmişti ve beyazlamış saçlarını arkaya taramıştı. Gitmeden önce elimize bir hap verdi ve bunun gerçek benliğimizi bulmamızı sağlayacağını söyledi. Yanında üvey kız kardeşimin sevdiği mavi çiçeklerden getirmişti. Gitmeden önce bazı şeylerden şüphelendim ve bara gitme isteği içime doğdu. Arkadaşıma hemen geleceğimi söyledim ve barın yolunu tuttum.

Bar her zamankinden daha sessizdi, bir şeyler olduğunu anladım ve hemen içeri girdim. Kapıyı açtığımda gördüklerime inanamadım çünkü kız kardeşim bir yitiğe dönüşüyordu. Etraf kan gölüne dönmüştü ve üvey kız kardeşim kalan son iradesiyle bana son bir şey söyledi ‘’Doktor… Kaç.’’

(Visited 70 times, 1 visits today)