Gözlerimi açtığımda bana bakan bir çift göz gördüm. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken koşar adımlarla uzaklaştı. Evet, hatırladım.Onu tanıyorum.“Anne!“ diye bağırdım sevinçle. Ayağa kalktım ve daha önce hiç bu kadar mutlu olmadığımı fark edip sevinç çığlıkları atmaya başladım. Annem, gürültüye pek tahammül edemeyen bir insan olduğundan sinirli bir şekilde “Kes şunu!” diye bağırdı. Fakat anlatacaklarımdan haberdar olsa şu an o da benimle birlikte çığlıklar atabilir, mutluluktan ağlayabilirdi. Hatırlıyorum. Hem de her şeyi. Annemi, babamı, arkadaşlarımı, çocukluk anılarımı, bana ait olan her şeyi…
4 ay önce trafik kazası geçirmiştim. Beynime aldığım hasar dolayısıyla hafızamı kaybettim. Doktor 4 ile 6 ay arasında her şeyin düzene gireceğini, her geçen gün yeni bir şey hatırlamak yerine hafızamın birden bire yerine geleceğini söylemişti. Aylarca aileme, dostlarıma, tanıdığım bütün insanlara nefret dolu gözlerle bakmıştım. Özellikle de annemle babamı çok hırpalamıştım. Her gün, hiç bıkmadan sanki bir bebekmişim gibi benimle saatlerce ilgilenip, eski albümlerin fotoğraflarını gösterip duruyorlardı. Bu da ne kadar çabalanırsa çabalansın yine de hiçbir şey hatırlamayan biri için yeterince sinir bozucu bir durumdu.
Birkaç gün önce anneme dna testi istediğimi, her ne söylerse söylesin hiçbir şekilde annem olamayacağını hatta benden birkaç gün boyunca uzak durmasını gerektiğini söylemiştim. O anki yüz ifadesi beliriverdi aklımda. Son 4 gündür ben uyanana kadar baş ucumda oturup beni izliyor, gözlerimi açtığımda da koşarak ortadan kayboluyor ve hayaletmiş gibi davranıyordu. Nasıl bu kadar acımasız olabilmiştim anlamıyordum.
En yakın arkadaşımı arayıp acilen buluşmamız gerektiğini söyledim. Şaşkınlıktan dili tutulmuş gibiydi. Normal tabii. Sonuçta 4 ay boyunca kimseyle görüşüp, konuşmak istememiştim. Buluştuğumuzda her şeyi detaylı bir şekilde anlattım. Hafızamın yerine geldiğini fakat bu durumu henüz anneme söylemediğimi… Anneme bir süre daha söylemeyi planlamıyordum. Annemle babam ben 7 yaşından beri ayrılar. Onları aynı evin içinde görmek benim için çok farklı. Ve kazadan beri aynı eski günlerdeki gibi hep birlikte yaşıyoruz. En azından 10 gün daha hafızam yokmuş gibi davranabilirdim. Arkadaşım, ailemin yeterince üzgün olduğunu ve onları daha fazla üzmemem gerektiğini söyledi. Biliyorum, bu çok bencilce davranış fakat aile sevgisinin ne demek olduğunu hiç görmemiş biriyseniz sadece birkaç günlüğüne de olsa siz de bu fırsatı değerlendirmek istersiniz.
Eve geldiğimde annemden ve babamdan özür diledim. Yaşadığım durum her ne kadar kötü olsa da böyle davranmak hiç de hoş değildi. Annem durumu anlamış olduğunu gösteren bir ifadeyle yüzüme baktı ve: “Neyin var?” dedi. Dün gece bir rüya gördüğümü ve yaptıklarım için pişman olduğumu söyleyince sesini çıkarmadı. Durumu kabullendiğimi ve bana birkaç çocukluk anımı anlatmalarını istedim anne ve babamdan. Annem komidinin yanında duran o büyük aile albümünü aldı. Sayfaları çevirirken gözüme bir fotoğraf çarptı. Annem sinirle etrafı topluyor, babam ve ben gülerek pişmemiş kekin hamurunu parmakla sıyırıp yiyoruz. Parmağımla fotoğrafı işaret ettim. Annem ilk başta gülümsedi sonra başladı anlatmaya. Babamla bizim kek yapmak için mutfağa girdiğimizi, ortalığı savaş alanına dönüştürdüğümüzü, işten yorgun gelince o dağınık mutfak manzarasını görünce ne hissettiğini…
Daha sonra babam annemin lafını bölerek anlatmaya devam etti. Ben onlar kadar detaylı hatırlamıyorum tabii. Üçümüzün yeniden bir araya gelip böyle şeyler konuşması benim için fazla güzeldi. Kendimi dünyanın en huzurlu yerindeymiş gibi hissettim. Mutfağı öylece bırakıp pikniğe gitmişiz. Bisikletimin tekerleri dörtten üçe düşmüş, babam yanımda bana nasıl süreceğimi öğretiyor, annem bir yandan ağzıma yaptığımız keki veriyor bir yandan da dikkatli olmam için beni defalarca kez uyarıyor. Babam bunlarını anlatırken gözlerimi kapadım ve tekrar 6 yaşındaymışım gibi hayal ettim. Keşke hiç büyümeseydim diye düşünüyordum içimden. Meğer birlikte geçirdiğimiz çok fazla anı varmış. Birkaç saat içinde tüm fotoğraflara tek tek bakarak her şeyi tekrardan canlandırmıştık adeta. Annem albümü kapadığında üçümüzün de yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Yine eskisi gibiydik. Ben yine annemle babamın göz bebeğiydim ve en önemlisi birlikteydik. Mutluluktan dolan gözlerime aldırış etmeden ikisine birden sarıldım. Hemde hiç bırakmayacakmış gibi sarıldım…