Bir binanın terasında gün doğumunu izlerken arkamdan bir adım sesi geldi. Arkamı dönmeye zaman kalmadan beni aşağıya itti. Çığlık çığlığa aşağıya düşerken gözüme ağaç yaprakları sırtıma da çam dikenleri batıyordu. Bir anda uyandım. Terlemiştim, yastığım sırılsıklamdı. Ellerimde nasır vardı ama neden? Bu aralar sadece bilgisayar oynuyordum. Spor yapmıyordum ya da çalışmıyordum fakat ellerim nasır doluydu. Kafaya takmayıp kahvaltımı yaptım. Çantamı sırtlayıp okulun yolunu tuttum. Çok uzakta değildi sadece 1-2 kilometreydi. Tabii ki kısa değildi ama uzun da değildi. Okula varınca arkadaşlarımın elinde farklı enstrümanlar vardı. Kimisinde keman, kimisinde davul vardı. Nasıl olur da unutmuştum. Bugün müzik dersi vardı ve ben enstrüman getirmeyi unutmuştum. Ayrıca bugünkü müzik sınavına da çalışmamıştım. Hoca bana çok kızacaktı. Bugünkü müzik dersi 8. dersti. Çok erkendi, müziğe çalışacak kadar zamanım vardı. Enstrümanı da arkadaşlarımdan birinden isterdim. İş tamamdı. Teneffüsteydim. Sonraki ders müzikti. Hemen arkadaşlarımın birinden bir keman alıp çalışmaya başladım. Defterdeki notalar çok basit geliyordu ancak bu onları ilk kez görüşümdü. Nasıl olduysa güzel keman çalıyordum. Kemanı arkadaşıma verip başka bir enstrüman almaya karar verdim. Bir gitar aldım ve çalmaya başladım. Şaşırtıcı bir şekilde onu da çalabiliyordum. Ben bu gitara ilk kez dokunuyordum. Telleri ilginçti ama yeni başlayana göre fazlasıyla iyi oynuyordum. Teneffüs zili çaldı. O an bu andı. Defterim ile birlikte müzik sınıfına gittim. Hoca beni enstrümansız görünce şaşırdı. “Güney, niye yanında bir enstrüman yok? Bu bir ilk oldu sen hep sınıfa bir ukulele ile gelirdin.” Hep enstrümanla gelmeme rağmen dinlemezdim dersi. Fen bana çok eğlenceli gelirdi. Ama en güzeli beden eğitimiydi. Hoca bana dolaptan ekstra kalan bir ukulele verdi. Hoca kolay notaları çalmamı söyledi. Denerken nasıl oldu bilmiyorum ama en zor notayı çaldım. Bütün sınıf şaşırmıştı. Hoca beni okul orkestrasına almak istedi, ben de kabul ettim. Haftaya bir gösterimiz vardı. Ben solo keman oynayacaktım. Aradan 1 hafta geçti. Sahneye çıkma günümüz gelmişti. Kravatımı düzeltip sahneye çıktım. Önümde basit bir nota kağıdı vardı. Nota kağıdını alıp kenarda duran abilere verdim. Arşesini elime alıp çalmaya başladım. Mükemmel çalıyordum. Hiç çalışmamıştım ama herkes beni izliyordu. Seyirciler bunu bir öğrenci konseri olduğunu ve basit notalarla olacağını sanıyordu ama ben, bana hiç öğretilmemiş notalarla mükemmel bir şekilde oynuyordum. Şarkıyı hemen bitirmeye niyetim yoktu. Eğlence daha yeni başlamıştı.
Yine Farklı Bir Gün
(Visited 32 times, 1 visits today)