Yine Bir Gün

Uyanır uyanmaz annemin sesi,

Çınar kahvaltı hazır ablanı da çağır!

Abla kahvaltı hazır!

Odamdan çık geliyorum.

Kahvaltı boyunca annemin “Haydi oğlum, ye oğlum, geç kalıyorum oğlum” demesiyle kahvaltı bitiyor.

Ben odaya geçmeden annem, “Ben gidiyorum  Çınar. Telefonumu getir. Peynirini ye. Ödevlerini yap” diyerek çıkmasıyla ablamla evde kalıyoruz. Tam da annem yok, tam keyif yapacakken  ablam öğlen yemeğimi bırakır ve tam dört kere “Hepsi bitecek” demesiyle odamda nihayet yalnız kalıyorum ve  eğleniyorum. Birazdan annem arıyor ve 10 dkya geleceğini söylüyor. Ben ödevimi yapmayı unuttuğumu hatırlayıncaya kadar annem eve geliyor. İşte başlıyoruz. “Oğlum ödevini yaptın mı? Ben “Yapmadım” deyince 10 dk annemin azarlamasını dinlerim. Annemin, “Şimdi ödevinin başına, çabuk!” demesiyle ödevi yapıp günü bitiriyorum sanıyordum ki. Dedem arar ve 5 dk onunla konuştuktan sonra  telefonum açık uyurum. Bizim evde en çok, “Oğlum buraya gel! Ablanı çağır!” cümleleri kullanılır. Babam en çok, “Dikkatli ol oğlum” der. Ablam en çok, “Kapıyı kapat, odamdan çık!” der. Annemin en çok kullandığı, “Kapıları sökeceğim. Kapısız yaşayacaksınız. Bu kapılar açık kalacak.” Bense en çok, “Anne, bir saat daha oynayayım” cümlelerini kullanırım.

Evimizde her bireyin sürekli kullandığı kalıplaşmış cümleler vardır; hepimiz hepsini ezbere biliriz.

(Visited 37 times, 1 visits today)