Ben çok küçükken tek istediğim bir ağabeyimin olmasıydı. Olmuş da zaten fakat yine ben çok küçükken hayata gözlerini yummuş, en azından annem hep öyle söylerdi. Ben hep o yaşıyormuş gibi göğe bakar, onunla dertleşirdim. Bu bile bana iyi hissettirirdi.
Sabah zar zor gözlerimi açtım. Birazcık fazla uyusam daha iyi olacaktı sanki. Buna karar veremeden annem içeri daldı. Marketten istediği şeylerin olduğunu akşam misafirlerin geleceğinden falan bahsetti. Hemen ayağa kalkıp giyindim elinden alış-veriş listesini elinden alır almaz dışarı attım kendimi. Evde durmaktan çok fazla hoşlandığım söylenemezdi çünkü. Markette görevimi başarıyla tamamlamaya çalışırken nasıl göründüğümü düşleyip kıkırdamaya başladım. O sırada aldığım her şeyi elimden düşürdüm. Aşağıya doğru küçümseyici bakışlar attıktan sonra mecburen toparlama başladım. Birden birisi düşen yiyeceklerimi toplamama yardım etmeye başladı. Kafamı kaldırıp kim olduğunu görmek istedim. Siması tanıdık geliyordu bana. 20-25 yaşlarında genç bir delikanlıydı bu. Yardımcı olduktan sonra hiçbir şey söylemeden uzaklaştı oradan. Ben de pek umursamadan alış-veriş yapmaya devam ettim.
Eve gittiğimde misafirlerin gelmesine çok az zaman kalmış olacaktı ki annem telaşla bir oraya bir buraya koşturuyordu. Ben de, biraz zalimce olacak ama, uyuma taklidi yapmaya başladım. Tabi ben taklit yaparken gerçekten uyuya kalmışım.
Ertesi sabah uyanabildim ancak. Vücudumun epeyce uykuya ihtiyacı olduğunu öğrenmiş oldum böylelikle. Annemle güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra birlikte vakit geçirmek için dışarıya çıktık. Annem o kadar çok yürüttü ki beni bir an bacaklarımın kopacağını hisseder gibi oldum. O an oracıkta gerçekten bacaklarım kopsaydı da bun değerdi çünkü uzun zamandır annemle dışarı çıkmayı, birlikte vakit geçirmeyi bırak aynı odada bile durmuyorduk. Ben bunları düşünürken birden bayıldım.
Gözlerimi açtığımda bana bakan bir çift göz gördüm. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken koşar adımlarla uzaklaştı. Evet, hatırladım. Onu tanıyorum. Markette bana yardım eden siması tanıdık genç adamdı bu. İyi ama o neden oradaydı? Etrafıma toplanan insanlar arasından ağlayan annemi kolayca ayırt edebiliyordum. Fakat o benim için değil de koşar adımlarla uzaklaşan genç adamın arkasından ağlıyordu. İyi ama neden? Etrafıma toplanan insanlar benim iyi olduğumdan emin olunca yollarına devam ettiler. Ben de hemen anneme hesap sormaya başladım. O kim? Annem bir yandan ağlarken bir yandan da “artık uzatmayacağım” diyordu. Hiçbir şey söylemeden annemi dinledim sadece. Anlattıklarından sonra hiçbir şey diyemedim. Elim ayağım tutmuyordu sanki. Ne hissedeceğimi bile bilmiyordum. O sırada karşımda beliren genç adama dönüp sadece şunu diyebildim: “ağabey”