YILDIZLARIN HARİTASI

Gece yarısıydı, yıldızları izliyordum. Yıldızlar hareket ediyordu ama hepsi birbirinin etrafında dönüyordu. Bu duruma anlam veremedim. Bir süre sonra, yıldızların bir harita olduğunu fark ettim. Yıldızlar, herkes için farklı gözüküyordu. Herkes, kendi ruhunun haritasını görüyordu.

Bir kamp çantası hazırlayarak yola çıktım. Ne olursa olsun ruhumu bulacaktım. Bunun büyük bir macera olacağını biliyordum. Sabah olduğunda kaybolmamak için hızlıca yıldız haritasını çizdim. Harita beni ormana götürdü. Orman, tehlikeli ve vahşi hayvanlarla doluydu. Birden, bana yaklaşan siyah bir at gördüm. İlk başta korksam da, dost canlısı olduğunu anlayınca yaklaşmaya karar verdim. Ata yardım etmeye çalıştığını fark ettim.

Üstüne binmem için kafasını eğdi. Ata binmeyi bilmesem de içimden bir his, binmemi söylüyordu. O yüzden ata bindim. Beni doğru yöne götürüyordu. Sonradan fark ettim ki beni sahibine götürüyordu. Sahibinin adı Andrew’du. Tabii ki de, atına benden çok daha iyi biniyordu.

Yolculuk iyi gidiyordu ta ki karşımıza bir aslan çıkana kadar. Andrew çok iyi kılıç kullanıyordu. Aslanla başa çıktıktan sonra yola devam ettik…

Yolculuk bitmişti. Ruhumu bulmuştum.

(Visited 5 times, 2 visits today)