Yıldız

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallarken iken eski zamanlarda adı sanı unutulmuş bir köy varmış. Bu köy meyve ağaçları ile dolup taşar, unutulmuş bir köy varmış. Bu köy meyve ağaçları ile dolup taşar, tatlı hayvanlar ile iyi kalpli insanlar huzur içinde yaşarmış. İşte bu küçük kız bu köyde doğdu. Fakat bu dünyada hiçbir yer mükemmel değildir. Bu küçük kız doğumundan 1 yıl sonra annesini, 6 yaşındayken de babasını kaybetti. Bu yüzden kendisini ninesi büyüttü. Kıza annesinin adı olan Yıldız ismini verdi. Yıldız ninesinin evinde mutlu mutlu büyüdü. Kızın büyük yeşil gözleri ve uzun dalgalı kahverengi saçları vardı. Ninesi, Yıldız 3 yaşına basınca onun ne kadar akıllı olduğunu fark etti. Yıldız, o zamanlarda bile kitapları okuyabiliyor ve yazı yazabiliyordu. Oysaki ninesi ona hiç bir şey öğretmemişti. Ninesi ona masal okurken kitaplardaki yazılara bakarak yazmayı öğrenmişti. 7 yaşındayken, Yıldız tam  bir kitap kurduydu. 12 yaşındayken öğretmenlerinin bile çözemediği problemleri çözebiliyordu. Yıldız artık 18 yaşına gelmişti. Ninesine ‘’Nine, ben başka bir şehre okumaya gidiyorum. Birkaç yıla tekrar buraya dönerim.’’ dedi. Yıldız başka bir şehirde okudu tam 2 yıl boyunca artık çok başarılı olmuştu. Bu başarı ona ün bile getirdi. 3 yıl sonra evine gitti. Artık o köyü herkes biliyordu. Köyünde ninesi ile birlikte sonsuza kadar mutlu bir şekilde yaşadılar.

 

(Visited 14 times, 1 visits today)