Dünden bugüne kadar: toprak kavgaları, krizler, milliyetçilik akımları vb. gibi çokça sebepten ötürü savaşlar baş göstermiştir. Fakat bu savaşların sonucu iki taraf için de ya galibiyet ya da mağlubiyet olsa da, etkilenen tek taraf alt sınıftaki halk olmuştur. Üst tarafları ise tahtadan bir masanın üzerinde bir kağıt parçası imzalamak dışında etkileyen neredeyse hiçbir şey olmamıştır.
Zaman ilerledikçe çoğu insan savaşların artık geride bırakılıp her ülkenin kendi saflarına çekilmesini talep etse de ne yazık ki günümüzde hala krizlerden, karışıklıklardan, dış güç etkilerinden ötürü gerek iç savaşlar, gerek de uluslararası gerilimlere yer verilmektedir.
Bunun sonucunda ise doğal olarak çoğu ülke kendisini teknoloji alanında geliştirerek global anlamda oldukça büyük etkiye sahip olan ve buna bağlı olarak gelişen, bir o kadar da güçlü olan nükleer alanda kendini geliştirmektedir.
Bu, etkisi bir felakete yol açan inanılmaz silah; (nükleer) reaksiyon ve (nükleer) fisyonun beraber kullanılmasıyla oluşan silaha denir. Üretimi de bir o kadar meşakkatli olan bu silah, 2. Dünya Savaşı zamanında Japonya’nın Pearl Harbor baskını sonrasında ABD tarafından cevap olarak Hiroşima ve Nagazaki’ye atılmıştır. Bunun sonucunda Japonya savaş dışı bırakılmıştır. Bu sonuç ise şu anın gelişmiş teknolojisine göre kıyaslayınca günümüzde kullanıldığı halde ne kadar büyük ve neredeyse bir bölgeyi yok edecek güçte olduğunu tartışmaya gerek yok.
Günümüzde nükleer silaha sahip olan ülkeler: ABD, Rusya, Çin, Fransa, Birleşik Krallık, Hindistan, Pakistan ve İsrail’dir. Bu ülkelerin arasından ise en çok nükleer silaha sahip olan ülke Rusya (6.185), hemen arkasında ise Amerika Birleşik Devletleri gelmektedir.
Nükleer silahın silah her ne kadar dünya barışına engel olarak gözükse de başka bir açıdan bakınca bir ülkenin savunma sanayisinde oldukça büyük bir etkiye sahip ve olası savaş durumunda ülkesini daha da üst konuma çıkaran bir silah olarak da bilinmektedir. Bazı ülkelerin küçük çapta etkili olan, “dünya barışını” destekleyen nükleer silah üretimi düşüncesi ise bu açıdan bakılırsa çok etkili olmaz.
Çünkü dünya barışı denen kavrama pozitif yönde etkili olacak çözümler küçük çapta etkili olan silahların üretimi yerine daha farklı alanlara çekilmelidir. Her ne kadar bir ülkenin savunma sanayisinin gelişimi o ülkeyi pozitif etkilese de dünya barışına bir katkı sağlaması söz konusu olamaz, olduğu halde trajikomik sahnelerin ortaya çıkmasına zemin hazırlar.
Türkiye, günümüzde nükleer silaha sahip olmasa da ihale açması sonucu ve Rusların ihaleyi kazanmasıyla Akkuyu Nükleer Santrali’nin inşaatı başlamıştır. 2023’ün Mayıs ayında bitmesi planlanan Akkuyu Nükleer Santrali, ülkenin savunma sanayisine olumlu etkide bulunacağı gibi ülkeye olan olası bir savaş durumunda ise üstünlük yaratacaktır.
Bütün bunlardan anlayacağımız üzere nükleer silah her ne kadar bir ülkenin envanterinde yer alsa da dar veya geniş bir alanda etkisi olsun, hiçbir şekilde dünya barışında etkisi olmayacaktır.