Yeteri Kadar

Her birimiz farklıyız. Öğrenme şekillerimiz, yöntemlerimiz; dikkat süremiz, bizi etkileyen, ilgimizi çeken şeyler apayrı. Nasıl herkesin aynı davranması, oturup kalkması, giyinmesi beklenemezse her öğrencinin de her derse aynı tutumu göstermesi beklenemez.

Elbette zevkler ve hedefler öğrencilerin derslere karşı tutumlarını etkileyecektir. Herkesin önceliği aynı olmadığından ders çalışma sıklıkları, derse katılım gibi nicelikler değişecektir ve beraberinde de ders başarısı ve notlar da etkilenecektir. Bazı öğrenciler öğrenim hayatlarını tümüyle not ve akademik onaya bağlarken bazıları sosyal alanlarda daha fazla rol sahibi olacaktır. Kimileri ise her ikisini bir arada yönetmeyi hedefleyecektir.

En iyi notları almaya çalışmak bazıları için hedef niteliği taşısa da okul sonrasındaki hayatlarında insanlar göreceklerdir ki tümüyle not başarısına bağlı olmak gerçek hayatta çok da bir katkı sağlamamaktadır. Elbette iyi notlar almak ileriki eğitim ve meslek hayatımızın kalitesi için önemli fakat her şey değil. Belirli bir yaştan itibaren, neredeyse tüm gençliğimizi okulda geçiriyoruz ve bu uzun süreç boyunca sürekli koşturuyor, sürekli bi sonraki aşamaya hazırlanırken buluyoruz kendimizi. Lise, üniversite , yüksek lisans… Hiç bitmeyecek gibi gelen bir eğitim hayatından sonra nihayet asıl hayatın zeminine ayak bastığımızda göreceğimiz şey, okullarda öğretilen bilgilerin bçoğu ileriki yaşamımızda sadece genel kültür olarak işimize yaramakla yetinecek. Hap gibi yutup sıkı sıkya tutunduğumuz bu öğretiler bize hedeflerimiz yolunda bir köprü görevi görmekle yetinecek ve sonrasında biz kendi benliğimizle baş başa kalacağız.

Öğrencilerin ders dışında kendilerini tanımaya, nelerden hoşlandıklarını, neler yaparken zevk aldıklarını kendilerine sormaya ihtiyaçları var. Çünkü hayatta bize asıl tatmin duygusunu yaşatacak olan şeyler bu kendimizce özelleştirilmiş zevklerimiz olacaktır. Bugüne kadar ders dışında hiçbir şeye ilgi ve önem göstermemiş bir kişi, sosyal hayatını geliştirmemiş bir birey nihayet ders yüklerinden kurtulduğunda kendini içinden çıkılamaz bir anlamsızlıkta bulacaktır. Bugüne kadar çabaladığı her şey, kaygılandığı her dakika bir hiç uğruna geçmiş gibi olacaktır.

Dolayısıyla en iyi notu almak, en başarılı olmak gerçekten zannettiğimiz kadar önemli başarılar değil. Kişinin kendini tanıması, eksiklerini bilmesi ve tatmin olacağı şekilde başarması çok daha önemli. Zevklerine, hobilerine zaman ve kendine zaman ayırıp aynı zamanda yeteri kadar ders çalışan bir öğrenci tüm zamanını ve enerjisini en iyi olmaya çalışan bir öğrenciden çok daha mutlu olacaktır fikrimce.

(Visited 48 times, 1 visits today)