Sıcacık diyalogları ile güldüren, bize hem mutlu hem de dertli bir aile tablosu sunan ve küçük hayat dersleri veren filmlerden oluşur Yeşilçam filmleri. Peki, neden Yeşilçam denmiştir ki bu tür filmlere? Küçüklüğümden beri bunu düşünürdüm fakat açıkçası araştırma yapmadım ve aslında bu blog yazım beni araştırmaya teşvik etti.
Öncelikle Yeşilçam’ın usta oyuncuları bir çınardır. Mesela; Kemal Sunal, Adile Naşit,Tarık Akan, Necati Akpınar gibi sayısız oyuncular vardır ve hepsi birer çınardır. Yeşilçam’ın çınarlarıdır onlar. Birçok oyuncuya hatta izleyicilerine de ilham kaynağı olmuşlardır. Onlar sadece sözleriyle değil jest ve mimikleri ile insanları güldürürler. Her dakika bir espri olsun diye güldürmezler. Sadece güldürmek değildir onların amacı insanlara bir şeyler katmaktır.
Tabi ki sadece onlar güldürmezler ki bizi. Filmlerin yönetmenleri,senaristleri var. Fakat sadece senaryodaki yazanlar ile de komedi yapılmaz.İşte bu devrede usta oyuncu çıkar sahneye.Oyuncular oynadıkları karakterlerde tecrübelerini,ustalıklarını ve oyunculuklarını da katarlar ve bizi etkilemeyi başarırlar.
Yeşilçam filmleri, bizim Hollywood’umuzdur. Tabii Hollywood’un görsel efektli filmleri ile Yeşilçam filmlerini düşünürsek arada çok fark var. Bununla birlikte Yeşilçam filmleri ile Hollywood filmleri arasındaki tek fark efekt farkı değil konuları ve gerçekçilikleri bence.Hepsi değil ama Hollywood filmleri çoğunlukla gerçek dışı konular ile karşımıza gelir. Fakat Yeşilçam bize bizi anlatır.Geliri düşük bir ailenin durumunu, aşık bir genci ve buna benzer durumları bize esprili bir dille anlatır. Komik dediysem her filmi de öyle komik değildir. Genelde izledikten sonra insanlarda bıraktığı tebessüm ile biliniyor diye özellikle durdum bu konu üstünde.
Yeşilçam ile Hollywood arasındaki farklılık gibi bugünkü Türk sineması ile eski Türk sineması arasında da farklılıklar doğal olarak var. Teknolojinin gelişmesinden payını alan şimdiki Türk sineması gerek bütçeleri gerek konuları gerekse oyunculukları bakımından kesinlikle çok farklı. Filmler çekilmek için çekiliyor sadece. Hep aynı konuları evirip çevirip bize aynı şekilde bir iki rötuşlayıp sunuyorlar. Oysaki eski Türk sinemasında konular hep aynı değil,ders verici ve kinayeli şekilde izleyici ile buluşurmuş.
Mesela bizi sürekli izlesek dahi güldürmeye devam eden Hababam Sınıfı, aslında fazla disiplin ve baskı ile öğrencilerin yanlış eğitilmesinden bahseder. Fakat işin ilginç yanı, Yeşilçam’ın usta yönetmenlerinden sayılan ve aralarında Hababam Sınıfı’nın da bulunduğu Yeşilçam’ın en ünlü denebilecek filmlerinin yönetmeni Ertem Eğilmez’in aslında hem sevecen hem de disiplinli bir yönetmen olması. Yani disiplini eleştiren filmin aslında disiplin ile çekilmiş olması ilginç. Film yıllardır hala en güzel filmler arasındaki yerini korur benim için.
Konudan biraz sapmış olsam da yazımın ilk başında değindiğim konuyu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Yeşilçam, adını o zamanki filmcilerin buluştuğu İstanbul’da ve Türk sinemasının da kalbi denebilecek Beyoğlu’ndaki sokaktan almıştır. Birçoğu kayıp gitmiş olsa da, usta oyuncularıyla, koca çınarlarıyla bizi etkilemeyi başaran Yeşilçam, sadece ama sadece sokak adıdır. Sizce de ilginç değil mi?
Kaynak:Vikipedi