Bir gün gökyüzünden mavi yerine yeşil yağmaya başladı ve her şey değişti. O an her şey farklı görünüyordu. Gökyüzü yeşile büründü, bulutlar daha belirgin ve renkli hale geldi. Dışarıdaki insanlar korkmuş gözüküyordu, çünkü hiç kimse daha önce böyle bir şey görmemişti. Yeşil yağmur damlaları yere düştüğünde herkes şok içinde kaldı. Ağaçlar adeta boyanmış gibi daha canlı ve parlak oldu. Çimenler büyülenmiş gibi daha hızlı uzamaya başlamıştı.
İlk başta kimse bu durumu anlayamadı. Bazıları şaşkın, bazıları ise korkmuştu. Okulda öğretmenler, öğrencilerle birlikte gökyüzüne bakıp bu durumu tartıştılar. “Neden yeşil yağıyor?” diye sorduk. Kimse bir cevap bulamıyordu. Birbirimize aynı soruları sorup duruyorduk. Bilim insanları gökyüzündeki bu değişikliğin sebebini anlamaya çalıştılar. Bir süre sonra, insanlar yeşil yağmuru normalleştirmeye başladı. Sanki dünya alıştığımız eski halini kaybetmişti.
Yeşil yağmur, doğaya başka bir hava kattı. Topraklar verimlileşti, bitkiler canlandı. Ama bir yandan da insanlarda bir tuhaflık vardı. Herkes alışmaya çalışıyordu, ama bir şey eksikti. O eski mavi gökyüzü, insanların ruhlarında hep bir boşluk bırakıyordu. Her şey daha renkli, daha canlıydı ama eski huzur yoktu. Ve bu değişikliğin sebebi de bir bilinmezlik olarak kalmıştı.