Ara sınavları bittikten sonra ailecek güzel bir film izleyeceğimize söz vermişti Annem. Ve o gün geldi. Sınavlarım bitmişti ve akşam yemeğinden sonra mısırlarımızı patlatıp televizyon karşısına geçmiştik. uzun zamandır televizyon seyretmiyordum, hatta uzun zamandır ailecek bir film seyretmiyorduk. Kısa bir araştırma sonrası hangi filmi izleyeceğimize karar verdik. Aile filmiydi ve filmin ismi beni heyecanlandırmıştı.
Kısaca; üç çocuklu bir ailede korumacı yapısıyla anne karakteri çocukların istediği her şeye HAYIR demekteydi. Çocuklarının mutsuzluğunu gören anne ve baba, çocuklarıyla yılda sadece bir gün oynanabilen “YES DAY” yani “Her Şeye Eve Deme Günü” oyunu oynamaya karar verdiler.
Çocuklardan en büyüğü 14 yaşında bir kızdı ve ismi Jennie idi. Ben hemen kendimi Jennie karakteri olarak hayal ettim. Jennie, abla olarak kardeşleri ile YES DAY’e çok iyi hazırlanmışlardı. Çocukların sadece o gün 5 istek isteme hakkı vardı. 4’üncü haklarında biraz olaylar karıştı ve anne ile baba hapishaneye düştüler. Bu arada çocukları eve göndererek kendilerinin beklemesini istediler.
Jennie ise bu olayı fırsat bilerek kardeşlerini evde yalnız bırakarak konsere gitti. Ortanca erkek kardeş ise bunu fırsat bilip tüm okulda okuyanları kendi evlerinde bilim partisi yapmaya çağırdı. Jennie konserdeyken ortanca erkek kardeşinin evdeki bilim partisi büyük bir kaosa girdi ve evin bütün odaları köpükle kaplanarak kullanılmaz hale geldi.
Ben Jennie olsaydım, konsere gitmez, kardeşlerimi evde tek başlarına bırakmaz ve onlara göz kulak olurdum. Böylece evde bilim partisi yapılmaz ve ev hala kullanılabilir olabilirdi. Annem ve babam evde olmayınca kardeşlerime ebeveynlik yapmak bir abla olarak benim sorumluluğum olurdu.
Bir abla yada abi, kardeşlerine mutlaka kol kanat olmalıdır. Bir abla veya abi kardeşleri ile ilgilenmez, onları korumaz, onlara örnek olmaz, onlara yol göstermez ise filimdeki gibi sonuçları çok kötü olurdu.