Başka şehirleri görüp, gezip tanıdıkça yeni yerler keşfetmek için her seferinde daha büyük bir heyecan hissediyorum. Ülkemiz doğusundan batısına kuzeyinden güneyine birbirinden güzel şehirlerle dolu. Her bir şehirde bambaşka bir doğa, bambaşka kültürler , bambaşka tarihi doku ve bambaşka bir yaşam var. Dört mevsimin aynı anda yaşanabildiği nadir bir coğrafyada yaşıyoruz Dolayısıyla bitki örtüsünden yaşayan canlılara varana kadar müthiş bir renk yelpazesi içindeyiz.
Sadece ülkemiz değil dünyada aslında keşfedilmeyi bekleyen esrarengiz bir kutu gibidir. Farklı kıtalara, farklı ülkelere, farklı şehirlere seyahat etmek, gezip görüp aynı zamanda da oradaki kültürleri tanımak fikri beni her zaman heyecanlandırmıştır. Başka diller konuşan bu insanlarla diyalog kurmak belki de yeni diller öğrenmek çok keyifli olmaz mı? Festivallere katılıp geleneksel törenlere eşlik etmek, farklı denizlerde yüzmek, farklı müzikler eşliğinde dans etmek, farklı gökyüzü altında dünyayı fark etmek duygusu insanın ilgisini çekiyor açıkcası. Her ne kadar iletişim ağlarının çoğalmasıyla birlikte dünyanın dört bir tarafına dair görüntüler ve bilgiler elde etsek de gezip görmenin hazzını başka hiçbir şey yerini tutamamaktadır.
Geçenlerde bir köşe yazısında” 250 bin dolar paranız olsa dünya turuna mı çıkmak istersiniz yoksa uzayda bir hafta kalmak mı istersiniz?” diye bir soruyla karşılaşmıştım. Bu soru üzerine biraz düşününce cevabım dünyayı gezmek oldu. Çünkü henüz ülkemizin nadir güzellikteki şehirlerinin gezip görememişken ya da dünyada keşfetmem gereken birçok ülke ve şehir varken önceliğim uzay olamazdı. Tabi insanların bu konudaki tercihi farklı olabilir. Bazı insanlar çocukluklarından itibaren uzaya karşı müthiş bir merak içindedirler. Böyle bir gezi onların en büyük hayallerinden biri olabilir.
Böyle yüksek bir miktardaki parayı elde edecek olsam önce Türkiye’den başlamak üzere bütün dünyayı keşfetmek üzere seyahate çıkarım. Böyle bir gezi için ömür yeter mi bilemiyorum ama bence denemeye değer. Her yolculuğumu aynı zamanda kaydederek sevdiklerimle ve diğer insanlarla paylaşmak güzel olurdu. Aslında bu tarz paylaşımlar yapan bazı gezginler var. Ya da bu tarz içeriği olan birçok televizyon programı da mevcut. Fakat seyretmek yaşamak kadar etkili ve eğlenceli değil maalesef. Dünyayı gezmek üzere yapılacak en önemli işlerden biri bir yol haritası ve planlama olsa gerek. Tabii ki en önemlisi de yapacağımız masrafları karşılayabilmek için gerekli olan para. Sonrası sizin hayal dünyanız ve zamanın akışına kalmış ne dersiniz. Böyle bir dünya turuna çıkmak istemek misiniz? Çoğunuzun sesini duyar gibiyim: Evet, evet, evet!