Yılbaşı yaklaşıyordu. Evlerde yılbaşı ağacı çıkartılmış ve süslemeye başlanmıştı. Herkesin birbirinden farklı ağaç süsü vardı. Bazı insanlar hediyeleri erkenden alıp ağacın altına koymuşlardı.
Dünyadaki nerdeyse bütün canlılar yılbaşı için saniyeleri sayıyorlardı. Kuşlar bile sahiplerine yılbaşı şarkıları söylemeye başlamıştı. Kediler ise ağaçtaki süsler ile uğraşıyordu. Köpeklere sahipleri tarafında kıyafet giyiyorlardı. Ünlü sporcular ise aileleri ile daha fazla vakit geçirmek için spora ara veriyorlardı.
Dışarı ise tam bir kaostu. Herkes aile üyelerine hediye yetiştirmeye çalışıyordu. Günler geçti, havalar iyice soğumaya başladı. Kar yağışı başladı. Bazı aileler kardan adam yapmaya başlamıştı. Kar yağışı iyice artmıştı. Kar dize kadar geliyordu. Sonunda yılbaşının olduğu gün geldi. Okullar yarım gündü. Çocuklar ve aileleri paketlerden ne hediye çıkacağını merak ediyordu. Çocukları ile yılbaşını geçirmek için çok heyecanlıydılar. Okullar kapandı. Saat 11.30′ da herkes evine gitti. Saat 17:10′ da her aile üyesi evine ulaşmayı başarmıştı.
Ailecek biz de heyecanlıydık. Sonunda vakit geldi, herkes ağacının ışıklarını yaktı. Saat 24′ e saniyeler kala tam o anda evin kuşu Fıstık’ın ağaçtaki en antika süse çarpması ile süs paramparça oldu. Ama bizim aile o kadar heyecanlıydı ki bunun farkında bile olmadılar. Sıra hediyeleri açmaya geldiğinde süsü yerde, Fıstık’ı ağacın tepesinde gördüler. Anladılar ki Fıstık yaramazlık yapmıştı. Sonra herkes güldü. 2023′ e yeni bir anı ile girmiştik. Sonra herkes hediyesini açtı. Yılbaşını doyasıya yaşadık.