Bir zamanlar, insanların ve hayvanların birlikte çalıştığı bir dünyada yaşıyordu. Bu dünyada hayvanlar da tıpkı insanlar gibi eğitim alabiliyor, meslek edinebiliyorlardı. Çalışkan ve öğrenmeye açık hayvanlar, kendi yeteneklerine uygun işlerde çalışarak topluma katkı sağlıyorlardı.
Örneğin; Zeki isimli bir fil, inşaat mühendisiydi. Güçlü gövdesiyle büyük taşları taşıyor, keskin zekâsıyla projeler çiziyordu. İnsan mühendislerle birlikte çalışan Zeki, birçok köprü ve bina inşa etmiş, şehirlerin gelişiminde büyük rol oynamıştı. Her gün yeni bir şeyler öğrenen Zeki, iş arkadaşlarına da ilham kaynağı oluyordu. Bir diğer örnek ise, Lila isimli bir kargaydı. Lila, bir araştırmacıydı ve doğanın gizemlerini çözmek için çalışıyordu. Laboratuvarda insan bilim insanlarıyla deneyler yapıyor, doğal kaynakları korumak için projeler geliştiriyordu. İnce ve hassas gagasıyla detaylı çalışmalarda önemli katkılar sağlıyordu.
Hayvanların eğitim görüp meslek sahibi olabildiği bu dünya, insanlarla hayvanların uyum içinde çalıştığı bir yer haline gelmişti. Herkes yeteneklerine göre görevler üstleniyor, toplumun yararına çalışıyordu. İnsanlar ve hayvanlar birbirinden öğreniyor, birlikte daha güçlü bir dünya inşa ediyorlardı. Bu birliktelik sayesinde, hem doğanın dengesi korunuyor hem de toplumsal sorunlara çözüm bulunuyordu.