O gün laboratuvarımda gene altının uzaylılardan gelip gelmediğini bulmaya çalışıyordum. Ancak gene altınla ilgili hiçbir şey bulamadım, maymunların papağana dönüşmesini gözlemleyebildim. Yuppi! Yeni hayvan türü bulmuştum. İsmi de Mağan olsun. Neyse ben işime odaklanayım ama Mağan üzerinde birşey farkettim. Mağan kaç kere yere çakılsa da hala hayatını kaybetmemişti. Normalde bir papağan veya bir maymun ilk iki düşüşünde hayatını kaybettiğini gözlemlemiştim. O zaman ölümsüzlüğü keşfetmiş olabilir miyim? Evet olabilir mantıken biz veya hayvanlar genelde bütün hücreleri ölünce hayatını kaybederler. E o zaman iki hayvan birleşince mantıken kemikleri güçlenir, beyin hücreleri gelişir ve kalbin kan pompalaması hızlanır. O yüzden hücrelerini hızlıca yeniler ve ölen derilerini kolayca iyileştirir ancak bunu kanıtlamak için birkaç yıl beklemem lazım. (30 yıl sonra) Sonunda otuz yıl geçti niye otuz yıl bekledim derseniz papağanlar 15 yıl yaşar ve maymunlar da genelde 15 yıl yaşar. Bu yüzden otuz yıl bekledim ve Mağan hala yaşıyor. Bu iyiye yönelik bir şey (Bir nevi) yani ölümsüzlüğü keşfettim ve artık kendimi de ölümsüz yapma vakti geldi. Ben ölümsüz olmak için bir hayvanla kendimi birleştirmeyeceğim sadece Mağan’ın kanından biraz alsam ve kendime aktarsam olur biter. Ve yaptım deney başarılı. Şimdi yapacağım ilk şey altının uzaylılardan gelip gelmediğini çözmek. Bir de küçülmeyi de bulmuşum ve onu kullanıp on yaşındaki halime döndüm.
Yeni Keşfim
(Visited 10 times, 1 visits today)