Biz insanoğlu hayat gailesi içinde kaybolup giderken hayat bizi birçok şeyin içerisine sürükledi. 100 yılda bir insanlığın başına gelen salgın hastalıklar yine kendini tekrarladı ve bizi bugün Covid-19 denilen hastalıkla mücadele etmek zorunda bıraktı. Bu hastalık bizi benliğimize geri döndürmeye çalışmış ve her ne kadar kayıplarımız olsa da başarılı olmuştur. Mücadele etmek zorunda kaldığımız bu günlerde birlik ve beraberliğin, toplumca hareket etmenin önemini kavramış olduk. Belki de bu hastalık bizlere yaptıklarımızdan yaşadıklarımızdan ders çıkarmamız için bize verilen büyük bir sınavdır.
Doğa tahribatının acı faturalarını yavaş yavaş ödemeye başladığımız, bu sorunların da gün geçtikçe arttığı, gündeme sıkça geldiği yaşam serüvenimizde bu hastalığın bizim kapımızı çalmasıyla beraber hepimizin kendimize dönüp ufak da olsa bir şeylerden ders çıkarttığını çıkartacağını gözlemleyebiliriz. Bu zor süreci yöneten Sağlık Bakanımız Koca ‘’ Sorun küresel, mücadele ulusal. ‘’ demiştir. Bizler aldığımız ve almaya devam ettiğimiz bütün önlemleri kendimiz, kendi ailemiz, kendi toplumumuz için yapıyoruz. Günümüzde hepimiz birtakım şeylerden feragat edebiliyorsak bu içimizdeki insanlığın daha ölmediğine dair bir işarettir. Dışarıya çıkmak, eğlencelere katılmak, konserlerde şarkılar söyleyip sabahlamak gibi birçok alışkanlığın kolay kolay bırakılamayacağını bilsek de bu zor süreçte bizler için eğlencelerine kısa bir süreliğine veda eden toplumumuzun çabasını boşa çıkartmamak adına biz de evimizde kendimizi ve diğerlerini koruma altına almalıyız.
Bu salgın hastalık bize eğer dinlemeyi yeterince öğrenebilirsek doğadan duyacağımız birçok şey olduğunu ve bizler durup doğayı dinledikçe onun da çığlık atmayı bizlere bırakacağını sunmuştur. Geçtiğimiz şu kısa süreçte bile doğanın biz mücadele etmeden kendini yenileyebileceğine şahit olduk. Uçak gibi ulaşım araçlarından, alışkanlık haline getirdiğimiz lükslerimizden vazgeçtiğimizde karbon salınımını arttıran bu faktörlerin aslında bizi memnun ederken Dünyamızı aslında ne kadar kötü bir şekilde etkilediğine şahit olduk hepimiz. Şu sıralar oldukça gündemde olan, yapılan bazı araştırmalara göre uzaydan izlenildiğinde evde olduğumuz birkaç günde Dünya’daki birçok atığın kendiliğinden temizlenmiş olduğunu ve ulaşım araçları gibi etrafı zehirleyen maddelerin kullanılmaması sonucu küresel ısınmanın gelmesini geciktirdiğini gözlemlemişlerdir. Bu da demek oluyor ki zorlu karantina günlerimiz geride kaldığında da eğer doğamıza zarar veren birtakım alışkanlıklarımızdan vazgeçebilirsek gelecek nesillerimize daha temiz ve uzun bir ömür bırakabiliriz.
Geçtiğimiz yıllarda teknolojinin süratle gelişmesiyle hayatımızda birtakım bariz değişiklikler yaşandı. Özellikle sosyal medyada vakit geçirme alışkanlığımız bizi sevdiklerimizden gittikçe uzaklaştırdı. Karantina altında olduğumuz bu günlerde ailemize sarılmanın, onları öpmenin, özgürce onlarla şakalaşıp gülüşmenin ne kadar büyük bir nimet olduğunu ve aslında normal zamanlarda onlarla bir daha yaşanmayacak kısa ömrümüzde kendimizi telefonların içine hapsederek geçirdiğimiz zamanların boşa geçtiğini anlamış olduk. Bu süreçte sevgimizin, duygularımızın ön plana çıkmasına şahit olduk ve ümit ederim ki herkes artık birbirine daha da sıkı kenetlenerek birbirine sahip çıkar. Umarım ki bizler bu zor günleri atlattığımızda her şey için yeni bir sayfa açabilir ve kaybettiğimiz şeyleri geri kazanabiliriz.