Benim göz rahatsızlığım şöyle başladı: Bir gün derste sol gözüme toz kaçmıştı. Ben sol gözümü kapatınca gözümün kötü gördüğünü anladım. Lavaboya gittim yüzümü yıkadım, yine de bulanıklık geçmiyordu. Eve gidince babama bütün her şeyi anlattım ama babam beni doktora götürmedi. En azından kötü bir şey var mı yok mu diye baktıralım dedim ama götürmedi. Bir ay geçti, yine babama sordum, iki ay sonra gideriz dedi. Bana o iki ay biraz fazla geldi ama sabrettim. Aradan iki ay geçti, babama söyledim, bir hafta sonra gideceğiz dedi ve gittik.
Göz doktoruna gidince, doktor ilk önce problemimi sordu. Ben de sağ gözüm çok bulanık görüyor dedim. Sol gözüm ise biraz kötü görüyor dedim. Göz doktoru ilk önce bir balona bakmamı istedi, sonra bir gözümü kapatıp harfleri okumaya çalıştım. Biraz zorlandım. Sonra doktor anneme gözlerimin bozulduğunu söyleyince annem şoka girdi. Babama söyledik, o da şoka girdi. Babama, “Bak gözlerim bozulmuş demiştim” dedim. Pazartesi günü gözlük çerçevesi bakmaya gittik. Ben seçerken biraz zorlanmama rağmen istediğim gözlük çerçevesine kavuştum. Salı günü gözlüğü almaya gittik. Gözlüğü ilk taktığımda başım döndü ama taktıkça alıştım. Kankalarıma gözlük aldığımı söyleyip fotoğrafımı yolladım. Mina’ya da fotoğrafımı yolladım. Onlar çok yakışmış dediler. Ben de teşekkür ettim. Ve benim de gözlük hikayem böyle oldu.