Yeni Bir Sayfa

Her insanın geçmişinde onu etkileyen pozitif ve negatif olaylar vardır. Bu pozitif olaylarda mutluluğu tadarken negatif olaylarda ise gerçekten büyük dersler alırız. Ama ya bu kötü olaylardan fazla etkilenip her şeyin geçmişte yaşadığımız gibi negatif olacağını düşünürsek? O zaman da karşımıza çıkan şansları kendi elimizle yok etmez miyiz?

Bazen geçmişte yaşadığımız şeyler bizim üzerimizde travmatik etkiler yaratabiliyor. Ve bu etkilerden herkes kolay kolay kurtulamıyor. Mesela her gün haberlerde gördüğümüz öldürülen kadınları düşünelim. Ve sizin de bir kızınız bir erkek yüzünden cinayete kurban gitti. Diğer kızınızın erkek arkadaşı olmadığı için onun başına bir şey gelmedi. Ve aradan uzun bir zaman geçtikten sonra sizin diğer kızınız kendisine bir erkek arkadaş buldu ve sizden bu ilişkiyi onaylayıp onaylamadığınızı sordu. Siz gönül rahatlığıyla bu ilişkiyi onaylayıp, destekleyebilir miydiniz? Bunun cevabı muhtemelen hayır içim çok da rahat olmazdı olurdu. Bunun gibi geçmişte yaşadığımız bir çok olaydan insanlar kendilerine ders çıkarır. Bilinçli ya da bilinçsiz fark etmez ve bazen edindiğimiz bu olaylar hayatımızda gerçekleşebilecek güzel olayların da önünü kesebilir. Mesela sizin o kızınız sizin içiniz rahat etmedi diye, siz o ilişkiyi onaylamadınız diye erkek arkadaşından ayrıldı. Ama eğer siz her şeyi geçmişte bırakıp, bütün yaşanan negatif, ruhunuzu yoran, yıpratan olayları geride bırakabilseydiniz kızınız şu an o erkek arkadaşıyla çok mutlu olabilirdi. Ama sırf siz geçmişi geride bırakamadığınız için, elde kalan bir tek kızınızı koruyabilme içgüdüsüyle bu ilişkiyi onaylamadınız. İşte bu yüzden insanlar da geçmişi geride bırakıp ileriye odaklanmalıdırlar. Bir kişi bir hata yapıp hayatınızın belirli bir kısmını zindana çevirdi diye sizin de dünyada geriye kalan milyarlarca insanın size gelip aynı şeyi yapacağını düşünmemelisiniz.

Yaşanan şeyleri geride bırakamayan insan ne kadar mutlu olabilir? Gerçekten hayatının geri kalanını güzel bir şekilde geçirebilir mi? Tam şu an geçmişte yaşadığınız bütün kötü olayları aklınıza getirmeye çalışır mısınız? Bütün yaşadığınız haksızlıkları, gece üzüntüden uyuyamadığınız günleri, gözlerinizde gözyaşı kalmayacak kadar ağladığınız günleri, geçmişe dair kötü olan her şeyi. Ve her sabah bu yaşadığınız olayları hatırlayarak güne başladığınızı düşünün. Bunları düşünürken şu an böyle bir şey yaşamamanıza rağmen içiniz daralmadı mı? Peki gerçekten bütün bunları düşünerek güne başlayan bir insan ne kadar mutlu olur? Güne böyle başlayan insan mutluluk nedir zamanla unutur bile. Şimdi ise bütün yaşanan ne varsa unuttuğunuzu düşünün ve güne başladığınızda Stoa felsefesini savunan Marcus Aurelius’un kitabını okuyarak, filtre kahvenizi yudumlayarak güne başladığınızı düşünün. Hangisi daha iyi?

Ben bütün bu nedenlerden dolayı  Adam Fawer’in söylediği “Geride bıraktıkların ileriye gitmeni engelleyecek. Unutma ileri gidebilmen için arkadakileri unutman gerek” sözüne katılıyorum.

 

 

(Visited 100 times, 1 visits today)