Yemek Sofrası

Bir gün çok sıkılmış bir şekilde camın önüne oturdum ve dışarıyı izlemeye başladım. Karşı binamızda bütün aile bir sofranın etrafında oturmuş, bir taraftan yemek yiyor, bir taraftan konuşuyorlardı. Birden birisi ayağa kalktı, masayı yumrukladı ve sandalyesini fırlatıp çıktı. Ailesi çok şok içinde gibi gözüküyorlardı. Onların sesleri bizim binaya kadar geliyordu. Birden yaşlı bir kadın ayaklandı ve hızlıca perdeleri kapattı. Her ne kadar özel hayat olsa da çok merak ediyordum içeride ne yaşandığını. Ardından anneme koştum ve olanları anlattım. Annem bana bunun bizi ilgilendirmediğini, ailesel bir mevzu olabileceğini açıklamaya çalıştı. Evin içerisine göz gezdirdim ve gözüm masanın üstündeki keke ilişti. Hemen birkaç parça alıp bir tabağa koydum. Annem arkamdan nereye gittiğimi sorarak bağırıyordu, ben ise sadece işim var diye yanıtlıyordum. Ayağıma terliklerimi giyip karşı binaya doğru yöneldim. O kata çıkıp zile bastım ve karşılaştığım manzara birkaç kamera, bir ekip, kostüm ve peruklardan ibaretti. Bir kadın kapıyı açıp bana “Buyurun!” dedi. Aslında bu olanların hepsi bir diziymiş.