Öncelikle herkese merhaba! Ben bu yazımda biz öğrencilerin korkulu rüyası olan sınavlardan ve geleceğimizde büyük etkisi olan YGS-LYS’den bahsedeceğim. Evet, 21. yüzyılın çocukları olarak hayatımız sınavlara bağlı. Sınavların iyi bir şey olduğunu söyleyen de var kötü bir şey olduğunu savunan da var. Bu kişiden kişiye göre değişir. Ama zaten ben burada sizinle sınavların iyi mi kötü mü olduğunu tartışmayacağım.
Biz çocuklar olarak sınavlara ve derslere yeterince önem gösteriyoruz. Evet belki hepimiz yeterince çalışmıyoruz. Ailemiz, öğretmenlerimiz bizden hep daha iyisini bekliyor çünkü yapabileceğimize inanıyorlar. Onlar bize bu kadar güvenirken neden biz yapamayacağımızı düşünüyoruz? Kendimize güvenimiz mi yok? Başarılı olacağımıza mı inanmıyoruz? Neden? Çünkü hep bir sınav kaygımız var. Korkuyoruz sınavlardan. Bizim bu kaygıdan acilen kurtulmamız gerek.Neden mi? Çünkü biz istersek, yapabileceğimize inanırsak ve en önemlisi kendimize güvenirsek başaramayacağımız şey yok.
Örneğin TEOG, zor muydu? Kesinlikle hayır. Peki elimizden gelenin en iyisini yaptık mı? Pek sanmıyorum. Evet, gayet başarılı olanlar var ama onlardan daha fazla emek harcayıp başarısız olanlar da var. TEOG’tan korktuk mu? Belki başta biraz. Öncelikle benim gözlemlediğim kadarıyla bu TEOG sınavına çalışan öğrenciler başta çok iyi çalışıyor. Her gün tekrar yapıyor, test çözüyor. Bu sebepten ötürü ilk sınavda yeterince başarılı oluyorlar. Dikkat hatası yapmasalar, sınav alanında heyecan yapmasalar daha iyi olabilirler. Neyse burayı da geçiyorum. Asıl olay ondan sonra başlıyor.1. sınava girdiler mi bir rahatlama başlıyor. ”Daha yeni sınava girdim, ne çalışacağım?” muhabbetleri oluyor. Açıkçası salıyoruz ve 1. sınavdaki başarımızı düşürüyoruz. Ha ben size böyle diyorum da ben TEOG’ta çok mu başarılı oldum? Hayır. Ama işte ben ders çıkardım, keşke daha fazla çalışsaydım dedim. Benim başarım bu değil dedim. İşte bu hataya bir daha düşmemek için önümdeki sınav geleceğimin bağlı olduğu YGS-LYS’ye çalışıyorum ki bir daha pişmanlık yaşamak istemiyorum.
Öğretmenlerimize gelirsek çoğu zaman bize baskı yapıyorlar, üstümüze düşüyorlar, belki not kozlarını kullanıyorlar. Haklılar mı? Kesinlikle evet. Bazen görüyorum onlar bizden daha çok çalışıyorlar. Daha iyi anlayabilmemiz için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar. Ama biz bunu görmüyoruz. “Öğretmen bana taktı ya!” ya da “Hoca beni hiç sevmiyor ondan böyle yapıyor!” tarzında cümleler kuruyoruz. Aslında onların hakkını yiyoruz. Onlar bize her daim güveniyor ve başarabileceğimize inanıyorlar. Biz de artık kendimize güvenip en kısa zamanda çalışmaya başlamalıyız çünkü ne kadar erken o kadar iyi.
Bu yüzden korkmayın şu sınavdan, sadece 2-3 sene dişinizi sıkın.Ondan sonra her şey çorap söküğü gibi gelecek emin olabilirsiniz. Eğer 9-10-11 de çalışmayıp 12’de hallederim diyorsanız. Bu çok zor hatta imkansız gibi bir şey. Şu 3 sene eğlenin gezin zaten ben siz 7/24 ders çalışın demiyorum ama en azından her gün bir tekrar yapıp bir de test çözersek her şey bizim için daha kolay olabilir. Emin olun geleceğiniz sizin elinizde siz çok başarılı bir doktor, mühendis, psikolog, mimar… olabilirsiniz. Eğer çalışmayacağım, okumayacağım diyorsanız bu ülkeye kuaför de lazım hırdavatçı da lazım daha bir sürü alternatif var. Siz her halükarda ben bir üniversiteye giderim okurum diyorsanız o okulun bir sonu da var. Artık çoğu işyeri, belirli üniversitelerde okumayanları işe almıyor. Hadi bunu da geçtim. Siz benim babam yeterince zengin kendi şirketimizde çalışırım diyorsanız onu bir kere unutun. Şu zamanda yarın ne olacağını bilemezsiniz. Bir bakmışsınız ki batmış şirketiniz. O yüzden hiçbir şeyinize güvenmeyin. Siz şu hayatta 30-40 yaşına gelmiş hala annesinin veya babasından harçlık isteyen biri olmak istemiyorsanız çalışın kendi ayaklarınız üzerinde durun.
Korkmayın! Hiçbir şey tahmin ettiğiniz kadar zor değil. Artık kendinize güvenin. Şu YGS-LYS’den çekinmeyin. Ben inanıyorum ki biz istersek her şeyi yapabiliriz ve biliyorum ki başarı asla tesadüf değildir.