Merhaba ben Sera bugün okulun son günü. Matematik sınavını geçersem Doğa Kamp’ ı denilen Balıkesir’deki Kaz Dağları’ na kampa gideceğiz.
Sınavı geçtim, çok mutluyum çünkü arkadaşlarım, Duru, Öykü, Sedef ve Masal’da kampa geliyor. Annem, babam ve kardeşim Deniz bu haberi duyduklarında çok sevindi, bende ertesi gün gideceğimi söyledim. Ayrıca kardeşlerimizi de götürebiliyoruz ben de götüreceğim. Annem hemen banyoya girip, bavulumu hazırlamamı söyledi. Sonunda kamp günü geldi yaz tatilini kampta geçireceğim için hem çok mutlu hem de azıcık üzgünüm, çünkü otele veya yazlığı kaçıracağım. Ama eminim ki kampta arkadaşlarımla çok eğleneceğiz. Otobüs beni evden almaya geldi, ben Masal ile, Öykü Sedef ile oturdu. Duru tek kişilik koltuğa oturmak istediği için öyle yaptık. Kardeşim Deniz bir arkadaşımın kardeşini tanıdığı için onunla oturdu. Kampa geldiğimizde önce yemek yedik sonra etkinliklerden hangisini yapacağımıza göre kayıt yaptırdık. Etkinlikler bitince kamp ateşine gittik sınıf arkadaşlarımızın bazıları ile çok eğlendik, kulübelerimize gittiğimizde ben Duru, Öykü, Sedef ve Masal ile aynı kulübedeydim. Kulübeler beş kişilikmiş zaten biz bu kampa on kişi gelmiştik iki ranza bir de normal bir yatak vardı. Öykü tek kişilik normal yatağa gitti, ben ranzanın alt katında yattım, ranzanın üst katında Masal yattı, Duru diğer ranzanın üstünü seçti ve Sedef’te alt kata yattı. Ertesi gün önce kahvaltı yaptık, daha sonra etkinlik için kayıt yaptırdık etkinliklere doğru ayrıldık, sonra denizde buluştuk kanoya binip, yüzdük. En sonunda da kamp ateşine gittik bugün çadırda kalacaktık. Öğretmen herkese bir görev verdi biz beş kişi olarak odun toplayacaktık. Deniz de gelmek isteyince öğretmen izin verdi. Öğretmen bize çadır eşlerimizi seçmemiz için biraz süre verdi. Bir çadırda iki kişi kalabiliyordu. Ben ikinci sınıfta okuyan kardeşimle oldum çünkü kardeşim çadırda kalmaktan korkuyordu. Sedef Öykü ile oldu, Duru ise Masalı seçti. Artık odun toplama zamanı gelmişti, ben, Masal, Öykü, Sedef, Duru ve kardeşim Deniz yola koyulduk patikayı takip ediyorduk. Bir anda herkes durdu, etrafa bakındık kaybolmuştuk. Kampa dönmeye çalıştık ama yolu bulamadık. Gece olmuştu çantamızda hamak ve uyku tulumu vardı, hamağı ağaca bağladık ve uyku tulumlarımıza sarılarak uyuduk. Ertesi gün kampa dönmek için yola koyulduk bir hafta boyunca kampa dönmenin yollarını aradık ama nafile bizde kütüklerden, odunlardan bir ev yapmaya koyulduk. Bu evi yapmak bir haftamızı aldı, biz marangozluk işlerinde çök iyi olduğumuz için bir markette yaptık. Ağaçlardaki meyveleri topladık odundan yaptığımız kasalara koyduk ve harika bir market oldu. Eve malzeme yapmak için çalışmaya başladık bir ağacın altında boru ve temiz bir poşet bulduk tahtadan yaptığımız tuvaletin oturma yerine poşeti tutturduk boruyu ise tuvalete bağladık ve boruyu kazdığımız toprağa gömdük. Yatak için büyük yaprakları dikerek bir örtü ve çarşaf yaptık. Buz dolabı yerine dolap yaptık çünkü soğuk kalması gereken hiçbir şey yoktu. Koltuğu tahtadan yaptık minderi için pamuk bitkisinden içini yaptık dışını da yaprakları dikerek yaptık. Yürüyüş yaparken öykü ve duru bir mağara bulmuş içinde bir priz ve televizyon bulmuşlar ben prizin nasıl yer değiştirilip nasıl yeni bir yere takıldığını biliyorum dedim, kızlar televizyonu taşıdı, ben ise prizi taşıdım ve evdeki duvara tutturdum. Çantamda tabletim vardı bulduğumuz prizleri her odaya taşıdık yatak odasına tableti koyduk. Ertesi gün ev hazırdı. Bir hafta böyle geçti sonra Duru’nun aklına bir fikir geldi, bizim kampımız denizin hemen yanındaydı bizde güneşin battığı yeri izleyecektik çünkü güneş batıdan batar ve bizim batımız denizin olduğu yer. Sonunda kampa varabildik. Çok çılgın bir maceraydı. Yaz bitti ortaokula başlamak için herkes hazır yeni kampı sabırsızlıkla bekliyorum.