Yine bir yaz akşamı anneannemler bize geldi. Havanın ılık olmasına karşın rüzgârın hafif vuruşları tenimizi dilen diken etmeye yetiyordu. Sahile yakın olduğumuzdandı sanırım dalga seslerini bir melodi misali işitebiliyorduk .Oturduğumuz çay bahçesinde yaz çiçekleri renkli saksılarda adeta yazın gelişini selamlarken biz de ailecek çay içiyorduk. Yazın sıcakları henüz bastırmadan hem de sokaklar yaz kalabalığında değilken hem sakin hem de huzurlu… Toprağın kokusu ile karışık kahve kokusu da ortamı bir hayli ısıtıyordu. Çay bahçesinden görünen iskeledeki kayıklar ve balıkçılar da ellerinde balık dolu kovalarla evlerine mutlu adımlarla gidiyorlardı. Akşamın başındaki sert ve hırçın dalgalar yerini karıncanın bile su içebileceği bir sakinliğe bırakmıştı. Ben bu düşüncelere dalmışken babamların sahile indiğini fark etmemiştim bile. Hemen oturduğumuz çay bahçesinin ahşap, eski ve gıcırdayan tahtalarının üzerinden ve yolun çapraz dizilmiş mermer görünümlü taşlarının üstünden geçip sahilin soğuk kumlarına adım attım. Annemin oturduğu sandalyenenin yanına oturdum ve ayağımla kumların içine karışmış deniz kabuklarını iteledim. O arada çok uykum gelmiş olacak ki sandalyenin üzerinde uyuyakalmışım.
YAZ AKŞAMI
(Visited 60 times, 1 visits today)