Müziksiz yaşanan bir hayat nasıl bir hayat olabilir ki? Adımlarımızda, nefes alışımızda, damarlarımızda bile ritim olan bir varlıktan kendimizi nasıl soyutlayabiliriz? Soyutlayamayız. Yaşamın kendisinden kaçmak mümkün olmadığı gibi müzik de yaşamın olmazsa olmazlarındandır.
Müzik, evrimdir. Sanattan ve müzikten yoksun kalmış bir millet, gelişemez ve yenilenemez. Kendi topraklarında yok olmaya mahkumdur. Çünkü insanın kendi duygularını ifade etmesidir müzik. Duygusuz ve düşüncesiz bir insan yoktur ve müziğin temelinde de bu ikisi yatar. Yani müziksiz bir insan, kendisinden yozlaşmıştır.
Diyalogsuz bir film olmayabilir ama filmi anlatan ve hissettiren melodisidir. Melodisi o insanların yerindeymişiz gibi hissettirir bizi. Yer yer aşık olur, onlarla yeni serüvenlere yelken açarız. Yeri gelir, ağlarız onların yerine. Aslında onların duygularını en derinlerimizde hissettiren, yine müziktir.
Sadece duygularımız ile ilgili değil, kişisel gelişimimiz için de çok önemli bir faktördür müzik. Spesifik bir çalışma, iyimser müziğin beyindeki işlem hızında gelişmelere yol açtığını göstermiştir. Bazı açılardan, çalışırken arka fonda rahatlatıcı müzik açılmasının hafızayı da geliştirdiği kanıtlanmıştır.
Sadece bunlarla da kalmaz müziğin etkileri. Müzikten yoksun bir insanın beslenmesi de düzensizdir. Bir araştırmaya göre, Az ışıklı ve hafif müzikli bir ortamda yenilen yemek, normalde yenilen yemekten 18 kat daha azdır. Hatta beslenirken müzik dinlemek, stresi de azalttığından metabolizmayı hızlandırır, sağlıklı kilo vermeye yol açar.
Aslında doğduğumuz andan beri (hatta anne karnındayken bile) müzik hayatımızın bir parçası olmaya başlar. Ayrıca, bebeklere (genel olarak klasik) müzik dinletildiğinde, ilerde mucizevi bir gelişime sebep olduğu ortaya çıkar. Çünkü onların algısı yetişkin insanlara göre 2.5 kat daha fazladır. Mesela dil ve müzik, birbiriyle bağlantılı iki faktördür. Bu nedenle ilk 3 yıl müzik dinletilen bebeklerin konuşması daha kolay ve hafıza gelişimi daha kuvvetlidir. Bunun yanında, bebeğin fiziksel gelişimi de olumlu önde etkilenir çünkü ritmin stresi azalttığı, bedeni rahatlattığı gibi sakin müziğin kalp atışlarını da yavaşlattığı ve düzene soktuğu kanıtlanmıştır. Yani müzik ruhumuzu rahatlattığı gibi bedenimizi de rahatlatır ve bizi her açıdan olumlu yönde etkiler.
Bütün bunların yanında Rönesans Dönemi’nin de en önemli faktörlerinden bir tanesi müzik ve sanattır. İnsanlar kendi düşüncelerini melodilerle ve notalarla ifade etmeye başladıktan sonra Aydınlanma Çağı yaşanır. Çünkü bir milleti yüceltecek olan faktör aslında fen, bilim ve matematik değil, insanın kendisinin de bir parçası olan müziktir. Yani kişinin gerçeklerden çok düşüncelerine ve kendisine vakit ayırmasıdır.