Yaşamın Gözyaşları

Küresel ısınma; Dünya’yı her kirlettiğimiz anın, yaşayacağımız bir anı kederle doldurmasıdır. Günümüz insanının çevresinin, doğasının ve dünya içindeki yaşamın en büyük hüznü olan bu felaket;geleceğimizi yaşamın gözyaşlarında yüzülen, ölüme dökülen ve akıntısında uyanılması imkansız olan bir kabus denizine çevirmeye hazırlanmaktadır.

Küresel ısınma;freni bozuk bir arabaya benzer,gerekli önlemler önceden alınmazsa çevreye geri döndürülemez zararlar bırakabilir.Bu araba her ne kadar sürücünün kendisi olan insana zarar verse de önüne çıkan masum hayvanlara ve ağaçlara da zarar verir.Küresel ısınma, kendisine karşı önlem alınmadan yaşanılan her an dünya barajına bıraktığı damlalarıyla barajın yıkılmaya mahkum kalacağı günü beklemektedir.

Küresel ısınma;insanın menfaatleri için yaşama ektiği zehirli tohumların filizlenmesiyle ortaya çıkmış, bu filizler zamanla büyük ağaçlar haline gelerek kökleriyle ekildiği toprağı verimsizleştirmiş ve aynı topraktan tarım yapan insanın kendisi de zehirlenmeye başlamıştır.Bu zehirlenme artık gittikçe artmış durumda,öyle ki deniz seviyeleri son 100 yılda önceki 2000 yılın toplamından daha fazla olarak 7 inç yükseldi.Zehirlediğimiz topraklar sadece bizimle kalmayıp çevremize de zarar vermiş,tümü küresel ısınmayla yok olan habitatlar,ekosistemler ve artık asit yağmurlarının  bardağı olmuş okyanuslar nedeniyle 1 milyondan fazla tür yok oldu.Çevresine verdiği zararla küresel ısınmadan kurtulabileceğini sanan insan;nefes aldığı hava zehirli olduğu için astım,hayvanları ve bitkileri öldüğü için aç,sellerden dolayı evsiz ve suyu buharlaştığı için kendini ölü buluyor.

İnsan anda yaşayan bir varlık olduğundan kazandığı anlık her maddi kazançı, geleceğini çöle çevirecek küresel ısınma bankasına yatırıyor.Her para kazandığında küresel ısınmaya daha fazla yatırım yapıyor ki 20. yüzyıldaki karbondioksit salınımı son 650.000 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.İnsanın doyumsuzluğu öyle bir hal aldı ki 2011 yılında havaya saniyede 1000 ton karbondioksit salınımı yapılmış ve günümüzde daha fazlası yapılmaya devam ediliyor.İnsan kendi sonunun tohumlarını atıyor ve zenginleştiği sürece tohuma uygun koşulları sağlamaktan vazgeçmiyor.Ancak o tohum büyürken o kadar geniş alanlara yayılacak ki insan kaçacak yer bulamayacak.

Küresel ısınma, insanın doğayı zehirleyen fabrikalarında üretilmiş yapay bir üründür.Bundan dolayı bu ürünün dünyaya yayılmasını durdurmak da bizim elimizdedir.En küçük evin bile doğal kaynakları israf etmeyerek küresel ısınmayı parasıyla satın almaması hem aile ekonomisine hem de yaşamın devamlılığına büyük katkı sağlayacaktır.Öyle ki ABD’deki karbon salınımının yüzde 20’si  aileler yüzünden ortaya çıkıyor.Küresel çapta fabrikalar azaltılmalı ve filtresiz fabrikalara izin verilmemeli ,yenilenebilir enerjinin kullanımı artırılmalı,evlerde daha fazla ısı yalıtım malzemeleri kullanılmalı,toplu taşıma ya da bisiklet teşvik edilmeli ve yaşam kaynağımız olan su boşa harcanmamalı ki küresel ısınma, akıntısını şelaleden aşağı dökmeden önce önüne ilerlemesini durduracak bir kaya çıkmış olsun.

Kısacası insanın kendisinin ürettiği zincir olan küresel ısınma, insanın boynuna dolanmış durumdadır.Ancak son nefesini bu zincirlerin arasında vermek ya da bu boynundaki zincirleri kopararak kendini ve diğer canlıları özgür kılmak,insanın vicdan suyundan bir yudumu yaşama layık görüp görmemesine bağlıdır.

(Visited 295 times, 1 visits today)