Herkese merhaba, bugün sizlere günlük hayatımızda yanımızdan hiç eksik etmediğimiz telefonlarımızdan bahsedeceğim. Herkesin bildiği gibi, telefonlar artık oldukça gelişti ve bundan dolayı birçok işimizi telefonlarımızla yapıyoruz. Öncelikle sizlere telefonun geçmişinden bahsedeyim.
Telefon sözcüğü Eski Yunanca Telos “Uzak” ve Phone “Ses” sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. İlk telefon konuşması Alexhander Graham Bell ve Charles Sumner Tainter tarafından oluşmuştur ve adını “radyofon” koymuşlardır. İki bilim adamı, bu aygıtla ilk başarılı denemeyi 15 Şubat 1880 günü gerçekleştirmişlerdir. Geçmişteki telefonlar, öncelikle iki bağlantı üzerinde konuşulan ve telgraf sistemine benzeyen bir şekilde kullanılmaya başlamıştır. Telefonda diğer büyük adım da, uzak mesafe konuşmalarında yüksek frekanslı radyo yayınlarından yararlanılmasıdır. 150–300 km aralıklarla yer alan röle istasyonları konuşmaları koaks kablolardan ve havadan elektromanyetik yayın şeklinde iletmekteydi. Bu sistemde röle istasyonu ile aynı anda 3600 konuşma yapılabilirdi.*
Peki ülkemizdeki ilk telefon? Ülkemizdeki ilk telefon 1908 yılında Osmanlı Devleti’nde uygulanmaya başlamış, Kadıköy ve Beyoğlu santralleri halka açılmıştır. İlk otomatik telefon santrali Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün emriyle 1926 yılında Ankara’da kurulmuştur**. Ardından diğer şehir merkezlerinde telefon santralleri kurulmaya başlanmıştır. Kısa bir süre sonra herkes kurulan santraller aracılığı ile bütün şehirler arasında konuşma yapmaya başlamışlardır.
Evet şimdi sizlere bu konu hakkında biraz da kendi düşüncelerimden bahsetmek istiyorum. Hepimiz biliyoruz ki yeni telefonlar eski modellere hiç benzemiyor. O zamanlar bu kadar imkan yokmuş ve hiçbir telefon cebimize sığmıyormuş. Telefonlar gittikçe gelişiyor ve ilerleyen zamanlarda bu yılların telefonları tarihe kazınacaktır. Bence telefonlar çok iyi bir gelişme sarf etmiş ve gelişme sarf etmeye devam ediyor.
Sizlere günümüzdeki telefonları nasıl kullanmanız gerektiğini, nelere dikkat etmeniz gerektiğini söylemek istiyorum. Öncelikle akıllı telefonlarınızı asla direkt güneş ışığına bırakmayın. Eğer bırakırsanız yaklaşık 3-4 saat sonra telefonunuzun patladığını görebilirsiniz. Diğer bir öneri ise gece uyurken asla telefonunuz sizinle aynı odada kalmasın. Çünkü siz uyurken telefonunuz size radyasyon yayar ve bu sağlığınıza zarar verir. Sonuncu bilgim ise telefonunuzu gece şarja bırakıp sabah çıkarmayın. Çünkü fazla şarj telefonun bataryasını ısıtabilir veya onun ayarını bozabilir. Lütfen bu bilgileri unutmayın!
Artık düşüncelerimi ortaya koyma zamanı. Öncelikle telefonlarımız bazı insanların yaşam kaynağı olmuş. Teknoloji gittikçe ilerliyor ve kim bilir gelecekte bizleri nasıl teknolojik ürünler bekliyor? Bunun cevabı da bizim elimizde ve bunu yapacak insanları biraz da olsa tahmin edebiliyorum. Açıkçası telefonlara bağımlı değilimdir, olmak da istemem.
Evet, umarım bu yazı size yeni bir bilgi kazandırmıştır!
* https://tr.wikipedia.org/wiki/Telefon
** http://www.gzt.com/teknoloji/dunden-bugune-iletisim-araclari-2470870?n=1