Ben bir yetişkin olsam ne metropolde ne de kasabada yaşamak isterdim. Ben huzurlu ve az trafikli olmasına rağmen imkanları yeterli bir yerde yaşamak isterdim.
Hayat koşullarının iyi olması, bir yeri tamamen iyi yapmaz. Lakin bir yerin koşullarının kötü olması, orayı kötü bir yer yapmaz. Bir kasabada şartlar kötüdür (genellikle) fakat etraf huzurludur ve bir dayanışma içerisindedir. Ben, hem iyi şartları olan hem de huzurlu bir yer arıyorum o yüzden 2. seçeneğe bakalım.
Bir şehir düşünelim. Her şey harika ve sağlık, eğitim vs. koşulları iyi fakat, trafik çok, insan çok… Bir yerin nüfusunun fazla olması orayı yeterince huzursuz yapıyor zaten. Sokağa çıktığında insanlar sana laf atıyor ve zaten direkt moralin, motivasyonun düşüyor. Bu yüzden şehir de bana göre değil.
Biz hem huzurlu hem de büyük ve yeterli imkanlara sahip bir yer arıyoruz. Buranın örneklerini vermem gerekirse Gökova Körfezi’nin doğusunda bulunan Akyaka, 2011 yılında sakin şehir unvanını aldı. Yemyeşil ormanları görürken buz gibi nehirin masmavi sularının sesiyle rahatlayabileceğin Akyaka’nın begonvillerle süslenen cumbalı evlerini de çok seveceksin.
Başka bir şehire örnek vermek istersek, Aydın şehir merkezine 40 kilometre uzakta olan Yenipazar’ın sakin şehir olarak tanımlanması 2011 yılında oldu. Madran Baba Dağı’nın eteklerinde yer alan Yenipazar’ın geçmişi M.Ö. 2000’li yıllara kadar uzanıyor. Yani hem tarihi olarak, hem bulunduğu yer hem de halkı sayesinde çok huzurlu bir yer olarak biliniyor.
Peki o zaman, ben nerede yaşayacağım? Bana uygun bir yer yok mu? Eminim vardır. Sadece yeterince yakından bakmıyorsundur.