Yaşamak güzel şey doğrusu; hava güzelse, sağlıklıysan, ocakta yemeğin varsa, kalbinin saflığını yaşama kaybetmediysen, korkmuyorsan, dostların seni aldatmamışsa, umudunu kaybetmemişsen yaşamak hakikaten güzel şey doğrusu. Peki hayat sadece bu koşullar sağlandığında mi güzel? Gökte gri bir bulut olduğunda, vücudun bakterilere yenik düştüğünde, kendini önceliğin yaptığında, birilerini kaybetmekten korktuğunda, sağlam dostların ve sahte dostlukların arasındaki farkı gördüğünde yaşam güzelliğini kayıp mi ediyor?
Hayatta neye sahip olduğumuzda hayat güzelleşiyor? Bir araba, bir ev, kocaman bir aile, dopdolu bir buzdolabı, bir okul dolusu arkadaş… Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişir ama bana göre bunların hiçbiri hayatı güzelleştirmeye yeterli değil. Anlık mutluluklar elbet güzeldir ama mutluluğumuzun baki kaynağı yok mudur? Her zaman mutlu olmak söz konusu bile olamaz. Ne de olsa mutluluğu önemli yapan husus da kısa sürmesidir. Mutsuzluğun biteceğinin farkında olma açısından umut önemli. Yaşamı güzelleştirmek için değil yaşamı sürdürmek için gereklidir umut. Çünkü umutsuz bir insan yaşama tutunmak için bir sebep göremez.
Halbuki bir sürü sebep vardır yaşama tutunmak için. Hava güzel olmasa da yağmur sonrasında açan güneş; hasta olsan da sana çorba yapıp getiren dostların; birini kaybetmekten korksan da o kişinin sana geri dönmesi birer sebeptir hayata tutunmak için. Sana çorba getiren dostunla aranız bozulabilir ama bu anılarınızı bozmaz hala o kişiyle güzel anılara sahip olmuş olursun. Kime güvenip kime güvenemeyeceğini anlarsın. Yaşadığın her şey bir tecrübedir sana. O an sana kötülüğü de dokunsa bu hayatta her şey gelip geçici. Hayatına giren sana iyiliği ya da kötülüğü dokunmuş herkese teşekkür ettiğin olgunluğa eriştiğinde güzelleşir bence yaşam.
Kıymet bilmek. Yaşananların, insanların, bilginin, sahip olduklarının kıymetinin farkında olduğunda yaşamak güzel şey doğrusu. Dediğim gibi her şey gelip geçici. Aşk, para, aile, zaman, mutluluk; hepsi gelip geçici. Varken kıymetini bilmek, yokluğunu da kabullenmek gerekir. Düzgünce sevmek gerekir sevdiğimizi söylediklerimizi. Lafta kalmamalı artık bir şeyler. Yalan söylemeye değer su dünyada sahip olduğum kısa süre. Para mutluluk için asla bir şart değil ve olmamalı. Para sadece konfor için bir araç. Bizim amacımız bir şeylerin varlığı ve yokluğuna alışmakken varlığı da yokluğu da dert olan bir kağıt parçasına bağlı olmak ne kadar mantıklı?
Sonuç olarak mutluluğun pek çok kaynağı olabilir. Bu insandan insana da değişebilir. Ama yaşamak gerçekten güzeldir. Bunun farkına varılması herkes için apayrı bir süreci gerektirir. Fakat bence tüm bu çaba değer mutluluğun formülüne erişmek için: hüzün. Hüznün bitene kadar mutlu değil misin? Hüzün de kıymetlidir. Tutumlu olmayı gerektirir. Aksi takdirde melankoliye bağlanılır ki hiç gerek yok. Mutluluğun da hüznün de anahtarı bizim içimizdedir. Bunu fark ettiğimizde açılır tüm kapılar. Yaşamak çok güzel şey doğrusu…