Çoğu zaman yaşamın güzelliklerinin farkına varamıyoruz. Üstelik yaşantımızdan memnun olmadığımız zamanlar dahi olabiliyor. Kendimizi bedbaht ve talihsiz hissediyoruz. Kimileyin isyan edebiliyoruz. Her daim daha iyisini istediğimiz şeyler oluyor. Oysa yaşamın ziyadesiyle güzel yönleri var. “Şikayet ettiğiniz yaşam, belki de bir başkasının hayalidir.” demiş Leo Tolstoy, çok doğru demiş.
Bazen kendimizden üstün imkanlarda daha lüks hayatları yaşayan insanları kıskanıp bizde olmayan şeyler için üzülüyoruz ama bunun yerine bizim imkanlarımıza sahip olmayan insanlar da olduğunu hatırlayı
p onlara elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışmalıyız.
Ufacık bir sebepten dolayı yerle bir olabiliyoruz. Bu da bizi karamsarlığa yönlendiriyor. Hâlbuki imkanlarımız çok. Hayatın güzelliklerini görebilmek bizim elimizdedir. Bu konuda da Melih Cevdet Anday’ın “Çok Güzel Şey” adlı şiiri yetişir imdadımıza:
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Üstat ne güzel kaleme almış. İnsana; her şeye ve herkese rağmen yaşadığını hatırlatmış. Satırlarında gençliğin üstünde durmuş. Küçükken korkularımız küçük, güvenimiz büyüktü. Olgunlaştıkça öğrendik güvenmemeyi. Gelecekten korktuk, belki de geçmişimizden… Geçmiş demişken, küçükken kötülük düşünmez hep iyilik isterdik, herkes temiz kalpliydi. Ne mutlu çocukluk hayatını dolu dolu yaşayabilene.
Soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun, yediğimiz yemeğin önemini anlamalıyız. Sevinciyle, üzüntüsüyle hayattan tatmin olmalıyız. Bizi bunlar yüceltir. Bazen de çok küçük şeyleri kafamıza takıp üzülüyoruz ama aslında küçücük şeyi kafaya takmasak mutlu olmak için bir sürü sebebe sahibiz.
Yaşamak; uzun vadede anlayabilmektir, gözlemdir, öğrenmektir… Aslında yaşadığın her an yaptığın tek şey tecrübe arayışıdır. Çok yaşamak bizi olgunlaştırmaz, çok şey yaparak kazandığımız tecrübeler olgunlaştırır. Deneyimlerimiz öğretir bize yaşamayı.
Mutluluk, üzüntü, merak, korku, sevgi, öfke, merhamet, özlem, utanç gibi birçok duygu var. Bu duygular anılarımıza renk katar, anılarımız ise yaşamımıza… Bu duygular olmadan yaşamın bir anlamı olmaz lakin müspet duygulara daha çok yer vermeliyiz.
Çok sevdiğim bir şarkıda geçtiği gibi “İleride hatırlayacağın bir hayat yaşa” (Avicii – The Nights). Hayatımızı kötü anılarla, mutsuzluklarla, hep olumsuz düşüncelerle doldurmak yerine mutlu anılarla ve yapmak istediğimiz şeylerle doldurursak daha kaliteli bir yaşam sürdürmüş oluruz.
Melih Cevdet Anday’ın bu şiirini okuyunca bir daha yaşamanın ehemmiyetini anımsadım. Yaşamak çok güzel şey doğrusu.